441. Sayfa

23. Cüz

  • 36:28

    وَمَٓا اَنْزَلْنَا عَلٰى قَوْمِه۪ مِنْ بَعْدِه۪ مِنْ جُنْدٍ مِنَ السَّمَٓاءِ وَمَا كُنَّا مُنْزِل۪ينَ

    (Hidayet ve istikamete çağırdığı için katledilen o sadık şehidin) Kendisinin ardından ise, kavminin üzerine gökten bir ordu indirmeye (tenezzül etmedik, zaten) indirecek de değildik (buna gerek görmedik).

  • 36:29

    اِنْ كَانَتْ اِلَّا صَيْحَةً وَاحِدَةً فَاِذَا هُمْ خَامِدُونَ

    (Ancak onlara) Sadece bir tek (kahredici sayha) çığlık (yetti); anında (yurtları yuvaları) sönüvermişlerdi.

  • 36:30

    يَا حَسْرَةً عَلَى الْعِبَادِۚ مَا يَأْت۪يهِمْ مِنْ رَسُولٍ اِلَّا كَانُوا بِه۪ يَسْتَهْزِؤُ۫نَ

    Yazıklar olsun (bütün kâfir ve gafil) kullara; ki onlara bir elçi gelmeyegörsün, mutlaka onunla alay ederlerdi (edeceklerdi).

  • 36:31

    اَلَمْ يَرَوْا كَمْ اَهْلَكْنَا قَبْلَهُمْ مِنَ الْقُرُونِ اَنَّهُمْ اِلَيْهِمْ لَا يَرْجِعُونَ

    (Bunlar hiç) Kendilerinden önce (azıtıp sapıtan) nice nesilleri helak ettiğimizi görmez (ve düşünmezler) mi? Ki onlar, bir daha kendilerine geri dönememektedirler (yerlerinde yeller esmektedir).

  • 36:32

    وَاِنْ كُلٌّ لَمَّا جَم۪يعٌ لَدَيْنَا مُحْضَرُونَ۟

    Ve eğer (keşke bilselerdi ki) onların hepsi, (kıyamet günü) toplanıp huzurumuza getirilecekler (ve hesaba çekilip karşılığını görecekler)dir.

  • 36:33

    وَاٰيَةٌ لَهُمُ الْاَرْضُ الْمَيْتَةُۚ اَحْيَيْنَاهَا وَاَخْرَجْنَا مِنْهَا حَبًّا فَمِنْهُ يَأْكُلُونَ

    (Oysa her kışın) Ölü (hale gelen toprak) yeryüzü kendileri için (ibretli) bir ayettir. Biz onu (her baharda yağmurla yeniden) diriltmekteyiz; ondan (hububat ve gıdalı tohumlardan) türlü taneler çıkartırız ki, böylelikle ondan yemektedirler.

  • 36:34

    وَجَعَلْنَا ف۪يهَا جَنَّاتٍ مِنْ نَخ۪يلٍ وَاَعْنَابٍ وَفَجَّرْنَا ف۪يهَا مِنَ الْعُيُونِۙ

    Biz, orada (yeryüzündeki toprak alanlarda) hurmalıklardan ve üzüm bağlarından bahçeler kıldık ve içlerinde pınarlar fışkırttık (ki bunların hepsi Bizim nimetlerimizdir).

  • 36:35

    لِيَأْكُلُوا مِنْ ثَمَرِه۪ۙ وَمَا عَمِلَتْهُ اَيْد۪يهِمْۜ اَفَلَا يَشْكُرُونَ

    (Dünya'yı yarattık ve çeşitli imkânlarla donattık ki, insanlar) Onun ürünlerinden ve kendi ellerinin emeklerinden (tahıl çeşitlerinden, meyve ve sebzelerden yapıp ürettiklerinden) yesinler (ve yararlansınlar diye). Yine de hâlâ şükretmeyecekler mi? (Çünkü insanların kendi alın teri ve emeği ile kazanıp helâl lokma yemeleri de kutlu bir berekettir ve ibadettir.)

  • 36:36

    سُبْحَانَ الَّذ۪ي خَلَقَ الْاَزْوَاجَ كُلَّهَا مِمَّا تُنْبِتُ الْاَرْضُ وَمِنْ اَنْفُسِهِمْ وَمِمَّا لَا يَعْلَمُونَ

    Yerin bitirdiklerinden, kendi nefislerinden ve daha bilmedikleri nice şeylerden bütün çiftleri yaratan (Allah çok) Yücedir. (Her türlü noksanlık, yanlışlık ve haksızlıktan münezzehtir.)

  • 36:37

    وَاٰيَةٌ لَهُمُ الَّيْلُۚ نَسْلَخُ مِنْهُ النَّهَارَ فَاِذَا هُمْ مُظْلِمُونَۙ

    (İstirahatleri için yaratılan) Gece de kendileri için (ders ve ibret alınacak) bir ayettir. Gündüzü ondan sıyırıp çekeriz de, hemen artık karanlıkta kalıvermişlerdir (ve istirahate çekilmişlerdir).

  • 36:38

    وَالشَّمْسُ تَجْر۪ي لِمُسْتَقَرٍّ لَهَاۜ ذٰلِكَ تَقْد۪يرُ الْعَز۪يزِ الْعَل۪يمِۜ

    Güneş de, kendisi için (tespit edilmiş) olan bir karar yeri etrafında (sürekli ve sistemli şekilde belirlenmiş yörüngede dönerek) akıp gitmektedir. Bu Üstün ve Güçlü olan, (ve her şeyi hakkıyla) Bilenin (Rabbinizin) takdiridir.

  • 36:39

    وَالْقَمَرَ قَدَّرْنَاهُ مَنَازِلَ حَتّٰى عَادَ كَالْعُرْجُونِ الْقَد۪يمِ

    Ay’a gelince, Biz onun için de birtakım uğrak yerleri (duraklar) takdir ettik; sonunda o, eski bir hurma dalı gibi (hilal şeklinde) eğilip dönmektedir. (Dünya’dan öyle görünmektedir.)

  • 36:40

    لَا الشَّمْسُ يَنْبَغ۪ي لَهَٓا اَنْ تُدْرِكَ الْقَمَرَ وَلَا الَّيْلُ سَابِقُ النَّهَارِۜ وَكُلٌّ ف۪ي فَلَكٍ يَسْبَحُونَ

    (Böylece) Güneş’in Ay’a erişip-yetişemeyeceği, gecenin de gündüzün önüne geçemeyeceği (muhteşem ve mükemmel bir düzen var edilmiştir. Bütün yıldızların ve gezegenlerin) Her biri (takdir ve tayin edilen) bir yörüngede yüzüp gitmektedir.