321. Sayfa

17. Cüz

  • Enbiyâ Suresi

  • بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

    Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla

  • 21:1

    اِقْتَرَبَ لِلنَّاسِ حِسَابُهُمْ وَهُمْ ف۪ي غَفْلَةٍ مُعْرِضُونَۚ

    İnsanların hesap (sorgulanma zaman)ları yaklaştı. Ama onlar hâlâ gaflet içinde (Hakk’tan) yüz çevirmektedirler.

  • 21:2

    مَا يَأْت۪يهِمْ مِنْ ذِكْرٍ مِنْ رَبِّهِمْ مُحْدَثٍ اِلَّا اسْتَمَعُوهُ وَهُمْ يَلْعَبُونَۙ

    Rablerinden kendilerine her yeni bir hatırlatma gelmeyiversin, (onlar maalesef) bunu ancak oyun ve eğlenme konusu yaparak dinlemektedirler.

  • 21:3

    لَاهِيَةً قُلُوبُهُمْۜ وَاَسَرُّوا النَّجْوٰىۗ اَلَّذ۪ينَ ظَلَمُواۗ هَلْ هٰذَٓا اِلَّا بَشَرٌ مِثْلُكُمْۚ اَفَتَأْتُونَ السِّحْرَ وَاَنْتُمْ تُبْصِرُونَ

    Onların kalpleri (Hakk’tan ve sorumluluktan) ilgisizdir, (gözleri dünyalık) oyalanma ve eğlencededir. Zulmedenler kendi aralarında, gizlice (şöyle) fısıldaşıvermektedirler: “Bu (elçi) benzeriniz olan (sizin gibi) bir beşer değil mi? Öyleyse, göz göre göre (aldanarak) büyüye mi (kapılıp) gideceksiniz?”

  • 21:4

    قَالَ رَبّ۪ي يَعْلَمُ الْقَوْلَ فِي السَّمَٓاءِ وَالْاَرْضِۘ وَهُوَ السَّم۪يعُ الْعَل۪يمُ

    (Peygamber) Dedi ki: “Benim Rabbim, gökte ve yerde söylenen her sözü bilir; O, İşitendir, Bilendir.”

  • 21:5

    بَلْ قَالُٓوا اَضْغَاثُ اَحْلَامٍ بَلِ افْتَرٰيهُ بَلْ هُوَ شَاعِرٌۚ فَلْيَأْتِنَا بِاٰيَةٍ كَمَٓا اُرْسِلَ الْاَوَّلُونَ

    Fakat onlar: “(Hayır bunlar) Karmakarışık düşlerdir (kurgulanmış hayallerdir); belki, Onu (Kur’an’ı) kendisi uyduruvermiştir; veya O bir şairdir; (eğer böyle değilse,) o halde önceki (kavimlere ve peygamber)lere gönderildiği gibi, bize de (haydi) bir ayet (mucize) getirsin (de görelim)!” demişlerdi.

  • 21:6

    مَٓا اٰمَنَتْ قَبْلَهُمْ مِنْ قَرْيَةٍ اَهْلَكْنَاهَاۚ اَفَهُمْ يُؤْمِنُونَ

    (Oysa) Kendilerinden evvel yıkıma uğrattığımız hiçbir ülke (halkı gördüğü mucize ile) iman etmemişti (tam aksine, yine küfürde inat edip diretmişlerdi); şimdi bunlar mı iman edeceklerdi?

  • 21:7

    وَمَٓا اَرْسَلْنَا قَبْلَكَ اِلَّا رِجَالًا نُوح۪ٓي اِلَيْهِمْ فَسْـَٔلُٓوا اَهْلَ الذِّكْرِ اِنْ كُنْتُمْ لَا تَعْلَمُونَ

    Biz Senden önce de kendilerine vahyettiğimiz erkekler dışında (meleklerden, cinnlerden ve dişilerden) elçi göndermedik. Eğer bilmiyorsanız, o halde zikir ehline (ilim ve irfan sahiplerine ve kendini Allah’a adamış kimselere) sorun (ve öğrenin).

  • 21:8

    وَمَا جَعَلْنَاهُمْ جَسَدًا لَا يَأْكُلُونَ الطَّعَامَ وَمَا كَانُوا خَالِد۪ينَ

    Biz onları (peygamber yaptıklarımızı), yemek yemez bedenler kılmadık ve onlar ölümsüz de değillerdi.

  • 21:9

    ثُمَّ صَدَقْنَاهُمُ الْوَعْدَ فَاَنْجَيْنَاهُمْ وَمَنْ نَشَٓاءُ وَاَهْلَكْنَا الْمُسْرِف۪ينَ

    Sonra onlara verdiğimiz söze sadık kaldık, böylece onları ve dilediklerimizi kurtardık da ölçüsüz davrananları helak edip yıkıma uğratıverdik.

  • 21:10

    لَقَدْ اَنْزَلْنَٓا اِلَيْكُمْ كِتَابًا ف۪يهِ ذِكْرُكُمْۜ اَفَلَا تَعْقِلُونَ۟

    Andolsun, size (bütün durumlarınızı kapsayan) zikrinizin (ihtiyaç duyduğunuz temel bilgilerin) içinde bulunduğu bir Kitap (Kur’an) indirdik. Yine de akıllanmayacak mısınız? (Bu ne gaflettir!)