Nisâ Suresi

46 Ayetler

Nüzul Yeri Medine. 176 ayettir.

  • 4:46

    Kimi Yahudiler, kelimeleri (Hakkın sözlerini) “konuldukları yerlerden” (İlahi hedef ve hikmetlerinden) saptırıp (kaydırarak Hakk Dinde tahrifata girişirler. Kutsal Kitabın kelimelerine farklı ve aykırı manalar yüklerler). Onlar dillerini eğip bükerek ve (Allah’ın gönderdiği) dine bir kin ve hınç besleyerek (Peygambere: Seni) “Dinledik (ama kabul etmedik) ve karşı geldik. (İtiraz ve isyanımızı) İşit, (ey) -işitmez olası- (şeklinde hakaret ederler). Ve 'Raina' bizi güt, bize bak” derler. (Oysa) Eğer onlar: “(Ey Nebi!) İşittik ve itaat ettik, Sen de (sesimizi ve teslimiyetimizi) işit ve 'bizi gözet' (organize edip yönet)” deselerdi, elbette kendileri için daha hayırlı ve daha doğru olurdu. Fakat Allah, onları küfürleri dolayısıyla lanetlemiştir. Böylece onlar, az bir bölümü dışında, inanmayan (ve inanmayacak olan kimselerdir).

  • 4:46

    مِنَ الَّذ۪ينَ هَادُوا يُحَرِّفُونَ الْكَلِمَ عَنْ مَوَاضِعِه۪ وَيَقُولُونَ سَمِعْنَا وَعَصَيْنَا وَاسْمَعْ غَيْرَ مُسْمَعٍ وَرَاعِنَا لَيًّا بِاَلْسِنَتِهِمْ وَطَعْنًا فِي الدّ۪ينِۜ وَلَوْ اَنَّهُمْ قَالُوا سَمِعْنَا وَاَطَعْنَا وَاسْمَعْ وَانْظُرْنَا لَكَانَ خَيْرًا لَهُمْ وَاَقْوَمَۙ وَلٰكِنْ لَعَنَهُمُ اللّٰهُ بِكُفْرِهِمْ فَلَا يُؤْمِنُونَ اِلَّا قَل۪يلًا

    Kimi Yahudiler, kelimeleri (Hakkın sözlerini) “konuldukları yerlerden” (İlahi hedef ve hikmetlerinden) saptırıp (kaydırarak Hakk Dinde tahrifata girişirler. Kutsal Kitabın kelimelerine farklı ve aykırı manalar yüklerler). Onlar dillerini eğip bükerek ve (Allah’ın gönderdiği) dine bir kin ve hınç besleyerek (Peygambere: Seni) “Dinledik (ama kabul etmedik) ve karşı geldik. (İtiraz ve isyanımızı) İşit, (ey) -işitmez olası- (şeklinde hakaret ederler). Ve 'Raina' bizi güt, bize bak” derler. (Oysa) Eğer onlar: “(Ey Nebi!) İşittik ve itaat ettik, Sen de (sesimizi ve teslimiyetimizi) işit ve 'bizi gözet' (organize edip yönet)” deselerdi, elbette kendileri için daha hayırlı ve daha doğru olurdu. Fakat Allah, onları küfürleri dolayısıyla lanetlemiştir. Böylece onlar, az bir bölümü dışında, inanmayan (ve inanmayacak olan kimselerdir).

  • 4:46

    مِنَ الَّذ۪ينَ هَادُوا يُحَرِّفُونَ الْكَلِمَ عَنْ مَوَاضِعِه۪ وَيَقُولُونَ سَمِعْنَا وَعَصَيْنَا وَاسْمَعْ غَيْرَ مُسْمَعٍ وَرَاعِنَا لَيًّا بِاَلْسِنَتِهِمْ وَطَعْنًا فِي الدّ۪ينِۜ وَلَوْ اَنَّهُمْ قَالُوا سَمِعْنَا وَاَطَعْنَا وَاسْمَعْ وَانْظُرْنَا لَكَانَ خَيْرًا لَهُمْ وَاَقْوَمَۙ وَلٰكِنْ لَعَنَهُمُ اللّٰهُ بِكُفْرِهِمْ فَلَا يُؤْمِنُونَ اِلَّا قَل۪يلًا