Zühd

  • 2:207

    (Ama) İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah'ın rızasını ara(yıp kazan)mak amacıyla nefsini (hevâsını, dünyalık rahatını ve menfaatini) feda etmekte (zulme ve hıyanete karşı tek başına direnmekte ve her türlü baskı ve barbarlığa göğüs germekte)dir. Allah, kullarına karşı (Raûf) şefkat sahibidir. (Münafık ve menfaatçi tipler ise, dinlerini ve davalarını satıp dünyalık makam ve menfaat elde etmektedirler.)

  • 4:66

    Eğer gerçekten Biz onlara: (Madem samimiyetle tevbe etmişseniz, haydi Allah için) "Kendinizi öldürün (bağışlanmak ve cennete ulaşmak karşılığı hayatınızı feda edip ahirete yürüyün!) ya da yurtlarınızdan çıkıp (buradan uzaklaşın!)" diye yazmış (ve ağır şartlar dayatmış) olsaydık, onlardan az bir bölümü dışında, (çoğu) bunu yapmazlardı. Ama onlar, kendilerine verilen öğüdü (tutarak gereğini) yerine getirselerdi, bu şüphesiz onlar için daha hayırlı ve yararlı olacak (bir tercihti. Yani Hz. Peygamber, (SAV) Allah’ın vahyi olarak; kendi canımıza kıymayı bile emretse, yerine getirilmesi icap ederdi.)

  • 4:67

    Biz de onlara, (emirlerimizi tuttukları ve hükmümüze teslim oldukları takdirde) o zaman katımızdan elbette çok büyük bir ecir verirdik.

  • 4:68

    Ve onları mutlaka dosdoğru yola (ve sonsuz mutluluğa) yöneltip-iletirdik. (Hakk yolda malını ve canını fedaya hazır olanlar Allah’ın inayetine ve zafere erişecektir.)

  • 22:34

    Biz her ümmet için bir “Mensek (ibadet ve hizmet şekli)” kıldık, O'nun kendilerine rızık olarak verdiği (kurbanlık) hayvanlar üzerine Allah'ın adını ansınlar diye (bunları kararlaştırdık). İşte sizin İlahınız bir tek İlahtır, artık yalnızca O'na teslim olun. Sen alçak gönüllü olanlara (ve mütevazı kullarıma) müjde ver.

  • 61:10

    Ey iman edenler, sizi acı bir azaptan kurtaracak (dünyada zilletten izzete kavuşturacak, ahirette ise cehennemden koruyup cennete ulaştıracak, çok kârlı ve kalıcı) bir ticareti haber vereyim mi? (Allah katında en itibarlı bir girişime delil olup rehberlik edeyim mi?)

  • 61:11

    (İşte bu en kârlı ve hayırlı ticaret) Allah'a ve O'nun Resulüne (tam ve sağlam) iman etmeniz (şartı ile), mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda (mücadele verip) cihad etmeniz (insanlığın huzuruna ve milli savunmaya destek vermeniz)dir. Bu, sizin için daha hayırlı (ve verimli)dir; eğer (değerini) bilirseniz (böyle davranmanız ve çalışmanız gerekir).

  • 61:12

    (Böyle yaparsanız) O (Allah) sizin günahlarınızı bağışlayacak, sizi altından ırmaklar (ve havuzlu şelaleler) akan cennetlere sokacak ve Adn cennetlerinde çok güzel ve görkemli saraylara yerleştirecektir. İşte asıl büyük mutluluk ve kurtuluş budur (ve böyle elde edilir).

  • 61:13

    Ve (cihad ehli için; dünyada iken de beklediğiniz ve) seveceğiniz bir başka (nimet) daha var: Allah'tan 'yardım ve zafer (nusret erişecek)' ve yakın bir fetih (mutlaka gelecektir. Gerçek mücahit) mü'minleri müjdele (ki sadece onlar tarafından, va’ad edilen bu mutlu ve kutlu netice beklenmektedir).

  • 2:207

    وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَشْر۪ي نَفْسَهُ ابْتِغَٓاءَ مَرْضَاتِ اللّٰهِۜ وَاللّٰهُ رَؤُ۫فٌ بِالْعِبَادِ

    (Ama) İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah'ın rızasını ara(yıp kazan)mak amacıyla nefsini (hevâsını, dünyalık rahatını ve menfaatini) feda etmekte (zulme ve hıyanete karşı tek başına direnmekte ve her türlü baskı ve barbarlığa göğüs germekte)dir. Allah, kullarına karşı (Raûf) şefkat sahibidir. (Münafık ve menfaatçi tipler ise, dinlerini ve davalarını satıp dünyalık makam ve menfaat elde etmektedirler.)

  • 4:66

    وَلَوْ اَنَّا كَتَبْنَا عَلَيْهِمْ اَنِ اقْتُلُٓوا اَنْفُسَكُمْ اَوِ اخْرُجُوا مِنْ دِيَارِكُمْ مَا فَعَلُوهُ اِلَّا قَل۪يلٌ مِنْهُمْۜ وَلَوْ اَنَّهُمْ فَعَلُوا مَا يُوعَظُونَ بِه۪ لَكَانَ خَيْرًا لَهُمْ وَاَشَدَّ تَثْب۪يتًاۙ

    Eğer gerçekten Biz onlara: (Madem samimiyetle tevbe etmişseniz, haydi Allah için) "Kendinizi öldürün (bağışlanmak ve cennete ulaşmak karşılığı hayatınızı feda edip ahirete yürüyün!) ya da yurtlarınızdan çıkıp (buradan uzaklaşın!)" diye yazmış (ve ağır şartlar dayatmış) olsaydık, onlardan az bir bölümü dışında, (çoğu) bunu yapmazlardı. Ama onlar, kendilerine verilen öğüdü (tutarak gereğini) yerine getirselerdi, bu şüphesiz onlar için daha hayırlı ve yararlı olacak (bir tercihti. Yani Hz. Peygamber, (SAV) Allah’ın vahyi olarak; kendi canımıza kıymayı bile emretse, yerine getirilmesi icap ederdi.)

  • 4:67

    وَاِذًا لَاٰتَيْنَاهُمْ مِنْ لَدُنَّٓا اَجْرًا عَظ۪يمًاۙ

    Biz de onlara, (emirlerimizi tuttukları ve hükmümüze teslim oldukları takdirde) o zaman katımızdan elbette çok büyük bir ecir verirdik.

  • 4:68

    وَلَهَدَيْنَاهُمْ صِرَاطًا مُسْتَق۪يمًا

    Ve onları mutlaka dosdoğru yola (ve sonsuz mutluluğa) yöneltip-iletirdik. (Hakk yolda malını ve canını fedaya hazır olanlar Allah’ın inayetine ve zafere erişecektir.)

  • 22:34

    وَلِكُلِّ اُمَّةٍ جَعَلْنَا مَنْسَكًا لِيَذْكُرُوا اسْمَ اللّٰهِ عَلٰى مَا رَزَقَهُمْ مِنْ بَه۪يمَةِ الْاَنْعَامِۜ فَاِلٰهُكُمْ اِلٰهٌ وَاحِدٌ فَلَهُٓ اَسْلِمُواۜ وَبَشِّرِ الْمُخْبِت۪ينَۙ

    Biz her ümmet için bir “Mensek (ibadet ve hizmet şekli)” kıldık, O'nun kendilerine rızık olarak verdiği (kurbanlık) hayvanlar üzerine Allah'ın adını ansınlar diye (bunları kararlaştırdık). İşte sizin İlahınız bir tek İlahtır, artık yalnızca O'na teslim olun. Sen alçak gönüllü olanlara (ve mütevazı kullarıma) müjde ver.

  • 61:10

    يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا هَلْ اَدُلُّكُمْ عَلٰى تِجَارَةٍ تُنْج۪يكُمْ مِنْ عَذَابٍ اَل۪يمٍ

    Ey iman edenler, sizi acı bir azaptan kurtaracak (dünyada zilletten izzete kavuşturacak, ahirette ise cehennemden koruyup cennete ulaştıracak, çok kârlı ve kalıcı) bir ticareti haber vereyim mi? (Allah katında en itibarlı bir girişime delil olup rehberlik edeyim mi?)

  • 61:11

    تُؤْمِنُونَ بِاللّٰهِ وَرَسُولِه۪ وَتُجَاهِدُونَ ف۪ي سَب۪يلِ اللّٰهِ بِاَمْوَالِكُمْ وَاَنْفُسِكُمْۜ ذٰلِكُمْ خَيْرٌ لَكُمْ اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَۙ

    (İşte bu en kârlı ve hayırlı ticaret) Allah'a ve O'nun Resulüne (tam ve sağlam) iman etmeniz (şartı ile), mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda (mücadele verip) cihad etmeniz (insanlığın huzuruna ve milli savunmaya destek vermeniz)dir. Bu, sizin için daha hayırlı (ve verimli)dir; eğer (değerini) bilirseniz (böyle davranmanız ve çalışmanız gerekir).

  • 61:12

    يَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْ وَيُدْخِلْكُمْ جَنَّاتٍ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ وَمَسَاكِنَ طَيِّبَةً ف۪ي جَنَّاتِ عَدْنٍۜ ذٰلِكَ الْفَوْزُ الْعَظ۪يمُۙ

    (Böyle yaparsanız) O (Allah) sizin günahlarınızı bağışlayacak, sizi altından ırmaklar (ve havuzlu şelaleler) akan cennetlere sokacak ve Adn cennetlerinde çok güzel ve görkemli saraylara yerleştirecektir. İşte asıl büyük mutluluk ve kurtuluş budur (ve böyle elde edilir).

  • 61:13

    وَاُخْرٰى تُحِبُّونَهَاۜ نَصْرٌ مِنَ اللّٰهِ وَفَتْحٌ قَر۪يبٌۜ وَبَشِّرِ الْمُؤْمِن۪ينَ

    Ve (cihad ehli için; dünyada iken de beklediğiniz ve) seveceğiniz bir başka (nimet) daha var: Allah'tan 'yardım ve zafer (nusret erişecek)' ve yakın bir fetih (mutlaka gelecektir. Gerçek mücahit) mü'minleri müjdele (ki sadece onlar tarafından, va’ad edilen bu mutlu ve kutlu netice beklenmektedir).