Terazi ve ölçeği doğru tutmak

  • 6:152

    وَلَا تَقْرَبُوا مَالَ الْيَت۪يمِ اِلَّا بِالَّت۪ي هِيَ اَحْسَنُ حَتّٰى يَبْلُغَ اَشُدَّهُۚ وَاَوْفُوا الْكَيْلَ وَالْم۪يزَانَ بِالْقِسْطِۚ لَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَاِذَا قُلْتُمْ فَاعْدِلُوا وَلَوْ كَانَ ذَا قُرْبٰىۚ وَبِعَهْدِ اللّٰهِ اَوْفُواۜ ذٰلِكُمْ وَصّٰيكُمْ بِه۪ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَۙ

    Yetimin (sahipsiz ve çaresiz kimselerin) malına da (hırsızlık ve haksızlık niyetiyle) yaklaşmayın. Ancak büluğa erişinceye (kendi malına sahiplik edecek çağa gelinceye) kadar (hem mallarını bereketlendirmek hem de geçimlerini temin etmek gibi) güzel bir niyetle (mallarını kullanabilirsiniz). Ölçü ve tartıyı adaletle yapın. Biz hiçbir kimseye gücünün yetmeyeceği bir teklifte bulunmayız. (Şahitlik ve bilirkişilik için) Konuştuğunuz zaman ise, yakınlarınız(ın aleyhine) bile olsa adaletli davranın (doğruluktan ve hakkaniyetten ayrılmayın!) Allah’a verdiğiniz sözü tutun (ahdine vefa gösterin). İşte (Allah) bunlarla size tavsiye (emr)etti; umulur ki öğüt alıp-düşünürsünüz.”

  • 7:185

    اَوَلَمْ يَنْظُرُوا ف۪ي مَلَكُوتِ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَمَا خَلَقَ اللّٰهُ مِنْ شَيْءٍۙ وَاَنْ عَسٰٓى اَنْ يَكُونَ قَدِ اقْتَرَبَ اَجَلُهُمْۚ فَبِاَيِّ حَد۪يثٍ بَعْدَهُ يُؤْمِنُونَ

    Onlar, göklerin ve yerin melekûtuna (kâinatın ve tabiatın bağlı oldukları İlahi kudret ve kanunlara) ve Allah’ın yarattığı (bütün) eşyaya (tüm varlıklara…) Ve (kesin bir) ihtimalle, ecellerinin (ölüm gelip bu dünyadan göçmelerinin) de pek yakın olduğuna (hiç) bakmıyorlar mı? Bundan (Kur'an’dan) sonra onlar artık hangi söze inanacaklardır?

  • 11:83

    مُسَوَّمَةً عِنْدَ رَبِّكَۜ وَمَا هِيَ مِنَ الظَّالِم۪ينَ بِبَع۪يدٍ۟

    (Bu azap taşlarını) Rabbin katında belirli biçimlere sokulup (kime isabet edeceği ayarlanıp) damgalanmış (sanki füze, roket ve mermiler misali hazırlanmış) olarak (gönderdik ve sapkın zalimleri mahvu perişan ettik). Bu (ve benzeri felaketler her asırdaki) zalimlerden (ve eşcinsellik gibi rezaletleri tasvip ve teşvik eden hükümetlerden) de uzak değildir.

  • 17:35

    وَاَوْفُوا الْكَيْلَ اِذَا كِلْتُمْ وَزِنُوا بِالْقِسْطَاسِ الْمُسْتَق۪يمِۜ ذٰلِكَ خَيْرٌ وَاَحْسَنُ تَأْو۪يلًا

    (Alışverişte) Ölçüp tarttığınız zaman ölçüyü tam tutun (yiyecek ve içeceklere haram şeyler katmayın, gerekli vitamin ve minerallerden çalmayın, inşaat ve ev araçlarında ve üretilen tüm eşyalarda lüzumlu katkıları azaltmayın) ve dosdoğru bir tartıyla tartın; bu, daha hayırlıdır ve sonuç bakımından daha güzel (bir yoldur).

  • 26:181

    اَوْفُوا الْكَيْلَ وَلَا تَكُونُوا مِنَ الْمُخْسِر۪ينَۚ

    "(Alışverişte) Ölçüyü tam tutun ve (insanların alacağını) eksiltenlerden (ve kul hakkına girenlerden) olmayın."

  • 26:182

    وَزِنُوا بِالْقِسْطَاسِ الْمُسْتَق۪يمِۚ

    "Dosdoğru olan terazi ile tartın. (Her şeyi ve herkesi Allah’ın adalet ölçülerine göre ayarlayın.)"

  • 55:9

    وَاَق۪يمُوا الْوَزْنَ بِالْقِسْطِ وَلَا تُخْسِرُوا الْم۪يزَانَ

    (Her çeşit) Tartıyı adaletle yapın. Teraziyi eksik tutmayın. (Mizanda ve nizamda haddi aşmayın; İslami, ilmi ve insani ölçüleri taşmayın.)