Sofra

  • 5:112

    Bir vakit Havariler: "Ey Meryem oğlu İsa, (kalbimiz mutmain olsun diye) Rabbin bize gökten bir sofra indirebilir mi?" demişlerdi. O da: "Eğer (samimiyetle) inanmış (insan)larsanız (böyle mucizeler istemekten dolayı) Allah'tan korkup (haddinizi aşmaktan) sakının" demişti.

  • 5:113

    Bu sefer (Havariler): "Ondan (Allah’ın mucizevi ikramından) yemek istiyoruz ki, kalplerimiz tatmin olsun, senin de gerçekten bize doğru söylediğini bilip (vesveseden kurtulalım) ve buna şahitlerden olalım" demişlerdi.

  • 5:114

    Meryem oğlu İsa: “Ey Rabbimiz (olan) Allah'ım! Bize gökten bir sofra (maide-faide) indir ki; öncemiz ve sonramız için bir bayram (şöleni) ve Senden de bir (mucize) belgesi olsun. Bizi (her türlü nimet ve faziletinle) rızıklandır, Sen rızık vericilerin en hayırlısısın” demişti. [Not: Maide; “Tepsi şeklindeki arz dairesi (ekvator) üzerinde, (yani yeryüzünde) Hakk davetimizin hâkimiyetiyle bizleri sevindirip şereflendir.” şeklinde bir teşbih ve temenni de olabilir ki, bu Hz. İsa’nın dünyaya ikinci gelişinde gerçekleşecektir.]

  • 5:115

    Allah (CC) şöyle buyurup: "Şüphesiz Ben bunu size indireceğim. (Ancak) Artık (bundan) sonra sizden kim inkâr (ve nankörlük) ederse, Ben onu, gerçekten âlemlerden hiç kimseyi azaplandırmayacağım bir azapla, azaplandırıp (cezalarını vereceğim)" diye (uyarıvermişti. Çünkü mucizeyi gördükten sonra hainlik ve döneklik edenlerin vebali daha yüksekti.)

  • 5:112

    اِذْ قَالَ الْحَوَارِيُّونَ يَا ع۪يسَى ابْنَ مَرْيَمَ هَلْ يَسْتَط۪يعُ رَبُّكَ اَنْ يُنَزِّلَ عَلَيْنَا مَٓائِدَةً مِنَ السَّمَٓاءِۜ قَالَ اتَّقُوا اللّٰهَ اِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِن۪ينَ

    Bir vakit Havariler: "Ey Meryem oğlu İsa, (kalbimiz mutmain olsun diye) Rabbin bize gökten bir sofra indirebilir mi?" demişlerdi. O da: "Eğer (samimiyetle) inanmış (insan)larsanız (böyle mucizeler istemekten dolayı) Allah'tan korkup (haddinizi aşmaktan) sakının" demişti.

  • 5:113

    قَالُوا نُر۪يدُ اَنْ نَأْكُلَ مِنْهَا وَتَطْمَئِنَّ قُلُوبُنَا وَنَعْلَمَ اَنْ قَدْ صَدَقْتَنَا وَنَكُونَ عَلَيْهَا مِنَ الشَّاهِد۪ينَ

    Bu sefer (Havariler): "Ondan (Allah’ın mucizevi ikramından) yemek istiyoruz ki, kalplerimiz tatmin olsun, senin de gerçekten bize doğru söylediğini bilip (vesveseden kurtulalım) ve buna şahitlerden olalım" demişlerdi.

  • 5:114

    قَالَ ع۪يسَى ابْنُ مَرْيَمَ اللّٰهُمَّ رَبَّنَٓا اَنْزِلْ عَلَيْنَا مَٓائِدَةً مِنَ السَّمَٓاءِ تَكُونُ لَنَا ع۪يدًا لِاَوَّلِنَا وَاٰخِرِنَا وَاٰيَةً مِنْكَۚ وَارْزُقْنَا وَاَنْتَ خَيْرُ الرَّازِق۪ينَ

    Meryem oğlu İsa: “Ey Rabbimiz (olan) Allah'ım! Bize gökten bir sofra (maide-faide) indir ki; öncemiz ve sonramız için bir bayram (şöleni) ve Senden de bir (mucize) belgesi olsun. Bizi (her türlü nimet ve faziletinle) rızıklandır, Sen rızık vericilerin en hayırlısısın” demişti. [Not: Maide; “Tepsi şeklindeki arz dairesi (ekvator) üzerinde, (yani yeryüzünde) Hakk davetimizin hâkimiyetiyle bizleri sevindirip şereflendir.” şeklinde bir teşbih ve temenni de olabilir ki, bu Hz. İsa’nın dünyaya ikinci gelişinde gerçekleşecektir.]

  • 5:115

    قَالَ اللّٰهُ اِنّ۪ي مُنَزِّلُهَا عَلَيْكُمْۚ فَمَنْ يَكْفُرْ بَعْدُ مِنْكُمْ فَاِنّ۪ٓي اُعَذِّبُهُ عَذَابًا لَٓا اُعَذِّبُهُٓ اَحَدًا مِنَ الْعَالَم۪ينَ۟

    Allah (CC) şöyle buyurup: "Şüphesiz Ben bunu size indireceğim. (Ancak) Artık (bundan) sonra sizden kim inkâr (ve nankörlük) ederse, Ben onu, gerçekten âlemlerden hiç kimseyi azaplandırmayacağım bir azapla, azaplandırıp (cezalarını vereceğim)" diye (uyarıvermişti. Çünkü mucizeyi gördükten sonra hainlik ve döneklik edenlerin vebali daha yüksekti.)