Savaşta Allah’ın yardımı

  • 2:125

    Hani o vakit Beyt'i (Kâbe'yi) insanlar için bir toplanma ve güvenlik yeri haline getirdik. "İbrahim'in makamını namaz yeri edinin" (diye emretmiş), İbrahim ve İsmail'e de; “Tavaf edenler, itikâfa çekilenler ve rükû ve secde edenler için Evimi temizleyin (Beytullah’ı ibadet ve ziyaret için uygun hale getirin)” diye ahit verip tavsiye etmiştik.

  • 2:134

    (Artık) Onlar bir ümmetti, gelip geçti. Onların (iyi veya kötü) kazandıkları kendilerinin; sizin kazandıklarınız ise sizindir. Siz onların yaptıklarından sorulacak değilsiniz.

  • 8:9

    Hatırlayın ki, o vakit siz Rabbinizden yardım dilemiştiniz de, O da hemen (Peygambere), “Ben peş peşe (inen) bin melek ile size yardım edeceğim” diyerek duanıza icabet etmişti.

  • 8:10

    (Aslında) Allah bunu, sadece bir müjde olması ve kalplerinizin tatmin bulması için yapmıştı; (yoksa) Allah'ın katından başkasında nusret (zafer ve yardım) yoktur. Hiç şüphesiz Allah Üstün ve Güçlü olandır, Hüküm ve Hikmet sahibidir.

  • 8:11

    Hani (Allah) Kendisinden bir güvenlik olarak o sırada sizi bir uyuklama bürüyordu (böylece yorgunluk ve yılgınlığınızı gideriyordu). Sizi Kendisiyle tertemiz kılıvermek, sizden şeytanın pisliklerini (içinizdeki şüphe ve endişeleri) gidermek, kalplerinizin üstünde (güven ve kararlılık duygusunu) pekiştirmek ve bununla ayaklarınızı (Arz üzerinde ve cihad hizmetinde) sağlamlaştırıp yerleştirmek için size gökten su (yağmur) indiriyordu.

  • 8:12

    Rabbin meleklere vahyetmişti ki: "Şüphesiz Ben sizinleyim. Haydi; iman edenlere sağlamlık katın, inkâr edenlerin kalplerine ise amansız bir korku ve dehşet salacağım. Öyleyse (ey mücahit mü’minler ve manevi görevliler), vurun (zalim kâfirlerin) boyunlarının üstüne, (onların elebaşlarını ve merkezi teşkilatlarını etkisiz kılın) ve vurun onların bütün parmaklarına!" (Küfür ve zulüm güçlerinin altyapılarını, yan kuruluşlarını ve kollarını, irtibat ve destek kanallarını koparıp dağıtın ve böylece onların kirli ve kibirli oyunlarını bozup boşa çıkarın! Buyurmuştu.)

  • 8:13

    Bu (Cenab-ı Hakkın gazabına uğramaları) elbette, onların Allah'a ve Elçisine muhalefet edip başkaldırmaları dolayısıyladır. Kim Allah'a ve Elçisine başkaldırır (da Hakk yoldan ayrılır)sa, şüphesiz Allah (ceza ile) sonuçlandırması pek şiddetli olandır.

  • 8:43

    Hani Allah, onları (düşman ordularını) Sana uykunda (sayıca) az gösteriyordu; eğer Sana (onları) çok gösterseydi, kesinlikle yılgınlığa kapılacaktınız ve (cihadla ilgili) işler konusunda gerçekten çekişmeye başlayacaktınız. Ancak Allah (mü’min mücahitlere) esenlik (kurtuluş) bağışladı (ve onları bu durumdan kurtardı). Çünkü O, elbette sinelerin özünde saklı duranı Bilendir.

  • 9:26

    Daha sonra Allah (CC); Resulünün ve mü’minlerin üzerine sükûnet (nusret ve metanetini) indirdi ve sizin görmediğiniz (manevi) ordular gönderdi de, (böylece) kâfirleri cezalandırdı (ve bozguna uğrattı). Bu, inkârcıların (dünyadaki) cezasıdır.

  • 33:9

    Ey iman edenler, Allah'ın üzerinizdeki (her türlü) nimetini hatırlayın. Hani o zaman (Hendek savunmasında) size (hücum eden müşrik) ordular (hırsla ve hınçla üzerinize saldırıp) gelmişti; Biz de onların üzerine (kahredici) bir rüzgâr ve sizin görmediğiniz (manevi) ordular göndermiş (ve böylece onların belasını defetmiş)tik. Allah, yaptıklarınızı Görendir (ve mü’min kullarına sahip çıkandır).

  • 33:25

    (Sonunda) Allah, (Hendek harbinde Medine’yi kuşatan) kâfirleri kin ve öfkeleriyle geri çevirdi, onlar (bu saldırılarında) hiçbir hayra (ve başarıya da) erişememişlerdi. Savaşta Allah (yardımcı ve tehlikelerden kurtarıcı olarak) mü'minlere yetti. (Bundan sonra da yetecektir.) Allah çok Güçlüdür, Üstün ve Galiptir.

  • 2:125

    وَاِذْ جَعَلْنَا الْبَيْتَ مَثَابَةً لِلنَّاسِ وَاَمْنًاۜ وَاتَّخِذُوا مِنْ مَقَامِ اِبْرٰه۪يمَ مُصَلًّىۜ وَعَهِدْنَٓا اِلٰٓى اِبْرٰه۪يمَ وَاِسْمٰع۪يلَ اَنْ طَهِّرَا بَيْتِيَ لِلطَّٓائِف۪ينَ وَالْعَاكِف۪ينَ وَالرُّكَّعِ السُّجُودِ

    Hani o vakit Beyt'i (Kâbe'yi) insanlar için bir toplanma ve güvenlik yeri haline getirdik. "İbrahim'in makamını namaz yeri edinin" (diye emretmiş), İbrahim ve İsmail'e de; “Tavaf edenler, itikâfa çekilenler ve rükû ve secde edenler için Evimi temizleyin (Beytullah’ı ibadet ve ziyaret için uygun hale getirin)” diye ahit verip tavsiye etmiştik.

  • 2:134

    تِلْكَ اُمَّةٌ قَدْ خَلَتْۚ لَهَا مَا كَسَبَتْ وَلَكُمْ مَا كَسَبْتُمْۚ وَلَا تُسْـَٔلُونَ عَمَّا كَانُوا يَعْمَلُونَ

    (Artık) Onlar bir ümmetti, gelip geçti. Onların (iyi veya kötü) kazandıkları kendilerinin; sizin kazandıklarınız ise sizindir. Siz onların yaptıklarından sorulacak değilsiniz.

  • 8:9

    اِذْ تَسْتَغ۪يثُونَ رَبَّكُمْ فَاسْتَجَابَ لَكُمْ اَنّ۪ي مُمِدُّكُمْ بِاَلْفٍ مِنَ الْمَلٰٓئِكَةِ مُرْدِف۪ينَ

    Hatırlayın ki, o vakit siz Rabbinizden yardım dilemiştiniz de, O da hemen (Peygambere), “Ben peş peşe (inen) bin melek ile size yardım edeceğim” diyerek duanıza icabet etmişti.

  • 8:10

    وَمَا جَعَلَهُ اللّٰهُ اِلَّا بُشْرٰى وَلِتَطْمَئِنَّ بِه۪ قُلُوبُكُمْۚ وَمَا النَّصْرُ اِلَّا مِنْ عِنْدِ اللّٰهِۜ اِنَّ اللّٰهَ عَز۪يزٌ حَك۪يمٌ۟

    (Aslında) Allah bunu, sadece bir müjde olması ve kalplerinizin tatmin bulması için yapmıştı; (yoksa) Allah'ın katından başkasında nusret (zafer ve yardım) yoktur. Hiç şüphesiz Allah Üstün ve Güçlü olandır, Hüküm ve Hikmet sahibidir.

  • 8:11

    اِذْ يُغَشّ۪يكُمُ النُّعَاسَ اَمَنَةً مِنْهُ وَيُنَزِّلُ عَلَيْكُمْ مِنَ السَّمَٓاءِ مَٓاءً لِيُطَهِّرَكُمْ بِه۪ وَيُذْهِبَ عَنْكُمْ رِجْزَ الشَّيْطَانِ وَلِيَرْبِطَ عَلٰى قُلُوبِكُمْ وَيُثَبِّتَ بِهِ الْاَقْدَامَۜ

    Hani (Allah) Kendisinden bir güvenlik olarak o sırada sizi bir uyuklama bürüyordu (böylece yorgunluk ve yılgınlığınızı gideriyordu). Sizi Kendisiyle tertemiz kılıvermek, sizden şeytanın pisliklerini (içinizdeki şüphe ve endişeleri) gidermek, kalplerinizin üstünde (güven ve kararlılık duygusunu) pekiştirmek ve bununla ayaklarınızı (Arz üzerinde ve cihad hizmetinde) sağlamlaştırıp yerleştirmek için size gökten su (yağmur) indiriyordu.

  • 8:12

    اِذْ يُوح۪ي رَبُّكَ اِلَى الْمَلٰٓئِكَةِ اَنّ۪ي مَعَكُمْ فَثَبِّتُوا الَّذ۪ينَ اٰمَنُواۜ سَاُلْق۪ي ف۪ي قُلُوبِ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا الرُّعْبَ فَاضْرِبُوا فَوْقَ الْاَعْنَاقِ وَاضْرِبُوا مِنْهُمْ كُلَّ بَنَانٍۜ

    Rabbin meleklere vahyetmişti ki: "Şüphesiz Ben sizinleyim. Haydi; iman edenlere sağlamlık katın, inkâr edenlerin kalplerine ise amansız bir korku ve dehşet salacağım. Öyleyse (ey mücahit mü’minler ve manevi görevliler), vurun (zalim kâfirlerin) boyunlarının üstüne, (onların elebaşlarını ve merkezi teşkilatlarını etkisiz kılın) ve vurun onların bütün parmaklarına!" (Küfür ve zulüm güçlerinin altyapılarını, yan kuruluşlarını ve kollarını, irtibat ve destek kanallarını koparıp dağıtın ve böylece onların kirli ve kibirli oyunlarını bozup boşa çıkarın! Buyurmuştu.)

  • 8:13

    ذٰلِكَ بِاَنَّهُمْ شَٓاقُّوا اللّٰهَ وَرَسُولَهُۚ وَمَنْ يُشَاقِقِ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ فَاِنَّ اللّٰهَ شَد۪يدُ الْعِقَابِ

    Bu (Cenab-ı Hakkın gazabına uğramaları) elbette, onların Allah'a ve Elçisine muhalefet edip başkaldırmaları dolayısıyladır. Kim Allah'a ve Elçisine başkaldırır (da Hakk yoldan ayrılır)sa, şüphesiz Allah (ceza ile) sonuçlandırması pek şiddetli olandır.

  • 8:43

    اِذْ يُر۪يكَهُمُ اللّٰهُ ف۪ي مَنَامِكَ قَل۪يلًاۜ وَلَوْ اَرٰيكَهُمْ كَث۪يرًا لَفَشِلْتُمْ وَلَتَنَازَعْتُمْ فِي الْاَمْرِ وَلٰكِنَّ اللّٰهَ سَلَّمَۜ اِنَّهُ عَل۪يمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ

    Hani Allah, onları (düşman ordularını) Sana uykunda (sayıca) az gösteriyordu; eğer Sana (onları) çok gösterseydi, kesinlikle yılgınlığa kapılacaktınız ve (cihadla ilgili) işler konusunda gerçekten çekişmeye başlayacaktınız. Ancak Allah (mü’min mücahitlere) esenlik (kurtuluş) bağışladı (ve onları bu durumdan kurtardı). Çünkü O, elbette sinelerin özünde saklı duranı Bilendir.

  • 9:26

    ثُمَّ اَنْزَلَ اللّٰهُ سَك۪ينَتَهُ عَلٰى رَسُولِه۪ وَعَلَى الْمُؤْمِن۪ينَ وَاَنْزَلَ جُنُودًا لَمْ تَرَوْهَا وَعَذَّبَ الَّذ۪ينَ كَفَرُواۜ وَذٰلِكَ جَزَٓاءُ الْكَافِر۪ينَ

    Daha sonra Allah (CC); Resulünün ve mü’minlerin üzerine sükûnet (nusret ve metanetini) indirdi ve sizin görmediğiniz (manevi) ordular gönderdi de, (böylece) kâfirleri cezalandırdı (ve bozguna uğrattı). Bu, inkârcıların (dünyadaki) cezasıdır.

  • 33:9

    يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اذْكُرُوا نِعْمَةَ اللّٰهِ عَلَيْكُمْ اِذْ جَٓاءَتْكُمْ جُنُودٌ فَاَرْسَلْنَا عَلَيْهِمْ ر۪يحًا وَجُنُودًا لَمْ تَرَوْهَاۜ وَكَانَ اللّٰهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَص۪يرًاۚ

    Ey iman edenler, Allah'ın üzerinizdeki (her türlü) nimetini hatırlayın. Hani o zaman (Hendek savunmasında) size (hücum eden müşrik) ordular (hırsla ve hınçla üzerinize saldırıp) gelmişti; Biz de onların üzerine (kahredici) bir rüzgâr ve sizin görmediğiniz (manevi) ordular göndermiş (ve böylece onların belasını defetmiş)tik. Allah, yaptıklarınızı Görendir (ve mü’min kullarına sahip çıkandır).

  • 33:25

    وَرَدَّ اللّٰهُ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا بِغَيْظِهِمْ لَمْ يَنَالُوا خَيْرًاۜ وَكَفَى اللّٰهُ الْمُؤْمِن۪ينَ الْقِتَالَۜ وَكَانَ اللّٰهُ قَوِيًّا عَز۪يزًاۚ

    (Sonunda) Allah, (Hendek harbinde Medine’yi kuşatan) kâfirleri kin ve öfkeleriyle geri çevirdi, onlar (bu saldırılarında) hiçbir hayra (ve başarıya da) erişememişlerdi. Savaşta Allah (yardımcı ve tehlikelerden kurtarıcı olarak) mü'minlere yetti. (Bundan sonra da yetecektir.) Allah çok Güçlüdür, Üstün ve Galiptir.