Saba melikesi

  • 27:29

    قَالَتْ يَٓا اَيُّهَا الْمَلَؤُ۬ا اِنّ۪ٓي اُلْقِيَ اِلَيَّ كِتَابٌ كَر۪يمٌ

    (Nihayet mektubu gören Belkıs, danışmanlarına) Dedi ki: “Ey ileri gelenler! Bana çok önemli bir mektup bırakıldı.”

  • 27:34

    قَالَتْ اِنَّ الْمُلُوكَ اِذَا دَخَلُوا قَرْيَةً اَفْسَدُوهَا وَجَعَلُٓوا اَعِزَّةَ اَهْلِهَٓا اَذِلَّةًۚ وَكَذٰلِكَ يَفْعَلُونَ

    (Belkıs ise:) “Muhakkak Melikler (güçlü ve galip işgalci yöneticiler) bir ülkeye girdikleri zaman orasını ifsat edip bozguna uğratırlar. (Memleketi ve medeniyet eserlerini tarumar ederler, yakıp yıkarlar.) İzzet ve şeref sahibi ahalisini de rezil ve zelil (edip) bırakırlar. (Hürriyet ve haysiyetlerini, namus ve şereflerini beş paralık kılarlar.) Evet işte (düşman) olanların yapacağı budur” demişti.

  • 27:42

    فَلَمَّا جَٓاءَتْ ق۪يلَ اَهٰكَذَا عَرْشُكِۜ قَالَتْ كَاَنَّهُ هُوَۚ وَاُو۫ت۪ينَا الْعِلْمَ مِنْ قَبْلِهَا وَكُنَّا مُسْلِم۪ينَ

    Böylece (Belkıs) geldiği zaman ona: “Senin tahtın böyle miydi?” denildi. (O da:) “Sanki onun (benzeri, hatta) tıpkısı gibi!” demişti. (Bu olaya şahit olan mü’minler ise: “Çok şükür ki) Bize daha önce verilen bilgi (ve nebi sayesinde) Müslüman olduk” (diye sevinmişlerdi).

  • 27:43

    وَصَدَّهَا مَا كَانَتْ تَعْبُدُ مِنْ دُونِ اللّٰهِۜ اِنَّهَا كَانَتْ مِنْ قَوْمٍ كَافِر۪ينَ

    (Daha önce) Allah’tan başka tapmakta olduğu şeyler onu (Belkıs’ı, Müslüman olmaktan) alıkoymuştu. Gerçekte o, inkâr eden bir kavimdendi.