Medyen

  • 7:85

    (Sina Yarımadası’nda yaşayan) Medyen (toplumuna da) kardeşleri Şuayb'ı (gönderdik. Şuayb onlara) Dedi ki: "Ey kavmim, Allah'a kulluk edin, sizin O'ndan başka ilahınız yoktur. (İşte) Size (benimle) Rabbinizden apaçık bir belge (mucize) gelmiştir. Ölçüyü ve tartıyı tam tutun, insanların (hakları olan mallarını ve) eşyasını değerinden düşürüp-eksiltmeyin (hırsızlık ve haksızlık yapmayın) ve düzene (ıslaha) konulmasından sonra yeryüzünde bozgunculuk (fesat) çıkarmayın. Eğer inanıyorsanız (her türlü zulüm ve sömürüden sakının.) Bu sizin için daha hayırlıdır."

  • 9:70

    Onlara (inkârcılara ve münafıklara), kendilerinden öncekilerin; Nuh, Ad, Semud kavminin, İbrahim kavminin, Medyen ahalisinin ve yerle bir olan (diğer) şehirlerin haberi gelmedi mi? (Oysa) Onlara resulleri apaçık deliller getirmişlerdi (de buna rağmen itiraz ve inkâr etmişlerdi). Demek ki Allah, onlara zulmedici değildi, ama onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı.

  • 28:22

    Bunun üzerine (Hz. Musa mecburen kaçıp) Medyen'e (Sina Çölü’ne ve Tûr Dağı çevresine) ulaşmak üzere, yüzünü (o tarafa) çevirip (yürümeye başlayınca) da: “Umarım Rabbim, beni düzgün bir yola (ve uygun bir yurda) yöneltip iletir (Hidayet verip Nübüvvet için eğitir)” diye (temenni etmişti).

  • 7:85

    وَاِلٰى مَدْيَنَ اَخَاهُمْ شُعَيْبًاۜ قَالَ يَا قَوْمِ اعْبُدُوا اللّٰهَ مَا لَكُمْ مِنْ اِلٰهٍ غَيْرُهُۜ قَدْ جَٓاءَتْكُمْ بَيِّنَةٌ مِنْ رَبِّكُمْ فَاَوْفُوا الْكَيْلَ وَالْم۪يزَانَ وَلَا تَبْخَسُوا النَّاسَ اَشْيَٓاءَهُمْ وَلَا تُفْسِدُوا فِي الْاَرْضِ بَعْدَ اِصْلَاحِهَاۜ ذٰلِكُمْ خَيْرٌ لَكُمْ اِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِن۪ينَۚ

    (Sina Yarımadası’nda yaşayan) Medyen (toplumuna da) kardeşleri Şuayb'ı (gönderdik. Şuayb onlara) Dedi ki: "Ey kavmim, Allah'a kulluk edin, sizin O'ndan başka ilahınız yoktur. (İşte) Size (benimle) Rabbinizden apaçık bir belge (mucize) gelmiştir. Ölçüyü ve tartıyı tam tutun, insanların (hakları olan mallarını ve) eşyasını değerinden düşürüp-eksiltmeyin (hırsızlık ve haksızlık yapmayın) ve düzene (ıslaha) konulmasından sonra yeryüzünde bozgunculuk (fesat) çıkarmayın. Eğer inanıyorsanız (her türlü zulüm ve sömürüden sakının.) Bu sizin için daha hayırlıdır."

  • 9:70

    اَلَمْ يَأْتِهِمْ نَبَاُ الَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِهِمْ قَوْمِ نُوحٍ وَعَادٍ وَثَمُودَ وَقَوْمِ اِبْرٰه۪يمَ وَاَصْحَابِ مَدْيَنَ وَالْمُؤْتَفِكَاتِۜ اَتَتْهُمْ رُسُلُهُمْ بِالْبَيِّنَاتِۚ فَمَا كَانَ اللّٰهُ لِيَظْلِمَهُمْ وَلٰكِنْ كَانُٓوا اَنْفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ

    Onlara (inkârcılara ve münafıklara), kendilerinden öncekilerin; Nuh, Ad, Semud kavminin, İbrahim kavminin, Medyen ahalisinin ve yerle bir olan (diğer) şehirlerin haberi gelmedi mi? (Oysa) Onlara resulleri apaçık deliller getirmişlerdi (de buna rağmen itiraz ve inkâr etmişlerdi). Demek ki Allah, onlara zulmedici değildi, ama onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı.

  • 28:22

    وَلَمَّا تَوَجَّهَ تِلْقَٓاءَ مَدْيَنَ قَالَ عَسٰى رَبّ۪ٓي اَنْ يَهْدِيَن۪ي سَوَٓاءَ السَّب۪يلِ

    Bunun üzerine (Hz. Musa mecburen kaçıp) Medyen'e (Sina Çölü’ne ve Tûr Dağı çevresine) ulaşmak üzere, yüzünü (o tarafa) çevirip (yürümeye başlayınca) da: “Umarım Rabbim, beni düzgün bir yola (ve uygun bir yurda) yöneltip iletir (Hidayet verip Nübüvvet için eğitir)” diye (temenni etmişti).

  • 7:85

    وَاِلٰى مَدْيَنَ اَخَاهُمْ شُعَيْبًاۜ قَالَ يَا قَوْمِ اعْبُدُوا اللّٰهَ مَا لَكُمْ مِنْ اِلٰهٍ غَيْرُهُۜ قَدْ جَٓاءَتْكُمْ بَيِّنَةٌ مِنْ رَبِّكُمْ فَاَوْفُوا الْكَيْلَ وَالْم۪يزَانَ وَلَا تَبْخَسُوا النَّاسَ اَشْيَٓاءَهُمْ وَلَا تُفْسِدُوا فِي الْاَرْضِ بَعْدَ اِصْلَاحِهَاۜ ذٰلِكُمْ خَيْرٌ لَكُمْ اِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِن۪ينَۚ

  • 9:70

    اَلَمْ يَأْتِهِمْ نَبَاُ الَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِهِمْ قَوْمِ نُوحٍ وَعَادٍ وَثَمُودَ وَقَوْمِ اِبْرٰه۪يمَ وَاَصْحَابِ مَدْيَنَ وَالْمُؤْتَفِكَاتِۜ اَتَتْهُمْ رُسُلُهُمْ بِالْبَيِّنَاتِۚ فَمَا كَانَ اللّٰهُ لِيَظْلِمَهُمْ وَلٰكِنْ كَانُٓوا اَنْفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ

  • 28:22

    وَلَمَّا تَوَجَّهَ تِلْقَٓاءَ مَدْيَنَ قَالَ عَسٰى رَبّ۪ٓي اَنْ يَهْدِيَن۪ي سَوَٓاءَ السَّب۪يلِ