Kozmoğrafya

  • 2:129

    رَبَّنَا وَابْعَثْ ف۪يهِمْ رَسُولًا مِنْهُمْ يَتْلُوا عَلَيْهِمْ اٰيَاتِكَ وَيُعَلِّمُهُمُ الْكِتَابَ وَالْحِكْمَةَ وَيُزَكّ۪يهِمْۜ اِنَّكَ اَنْتَ الْعَز۪يزُ الْحَك۪يمُ۟

    “Rabbimiz; (gelecek nesillerimize de) kendi içlerinden onlara bir elçi gönder, (ki) onlara Senin ayetlerini okusun, kitabı ve hikmeti öğretsin ve onları arındırsın. Şüphesiz, Sen Güçlü ve Üstün olansın, Hüküm ve Hikmet sahibisin.”

  • 2:189

    يَسْـَٔلُونَكَ عَنِ الْاَهِلَّةِۜ قُلْ هِيَ مَوَاق۪يتُ لِلنَّاسِ وَالْحَجِّۜ وَلَيْسَ الْبِرُّ بِاَنْ تَأْتُوا الْبُيُوتَ مِنْ ظُهُورِهَا وَلٰكِنَّ الْبِرَّ مَنِ اتَّقٰىۚ وَأْتُوا الْبُيُوتَ مِنْ اَبْوَابِهَاۖ وَاتَّقُوا اللّٰهَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ

    Sana, hilalleri (doğuş halindeki “ay” şekillerini) sorarlar. De ki: “O, insanlar ve hacc için belirlenmiş vakitlerdir. İyilik (birr, cahiliye âdetinde olduğu gibi), evlere arkalarından gelmeniz (gibi asılsız ve yararsız hurafeler) değildir, ama iyilik (küfür ve kötülükten) sakınan(ın halidir). Artık evlere (ön dış) kapılarından girin. Allah'tan sakının, umulur ki kurtuluşa ulaşırsınız.”

  • 10:5

    هُوَ الَّذ۪ي جَعَلَ الشَّمْسَ ضِيَٓاءً وَالْقَمَرَ نُورًا وَقَدَّرَهُ مَنَازِلَ لِتَعْلَمُوا عَدَدَ السِّن۪ينَ وَالْحِسَابَۜ مَا خَلَقَ اللّٰهُ ذٰلِكَ اِلَّا بِالْحَقِّۜ يُفَصِّلُ الْاٰيَاتِ لِقَوْمٍ يَعْلَمُونَ

    Güneş’i bir aydınlık (kaynağı), Ay’ı bir nur (yansıtıcı) kılan ve yılların sayısını ve hesabı bilmeniz için ona duraklar tespit ve takdir buyuran O’dur. Allah, (bütün) bunları ancak Hakk (uygun miktar ve doğru maksat) ile yaratmıştır. O, (düşünüp) bilen bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açıklamaktadır.

  • 15:16

    وَلَقَدْ جَعَلْنَا فِي السَّمَٓاءِ بُرُوجًا وَزَيَّنَّاهَا لِلنَّاظِر۪ينَۙ

    Andolsun, gökte bazı burçlar (büyük yıldız durakları) kıldık ve onu gözleyenler (dikkatle izleyenler) için süsledik (cezbedici yorumlara müsait hale getirdik).

  • 15:17

    وَحَفِظْنَاهَا مِنْ كُلِّ شَيْطَانٍ رَج۪يمٍۙ

    Ve onu kovulan her şeytandan koruyuverdik. (Kulak hırsızlığı yapmak ve kader programının günlük taksimindeki bazı sırları kapmak üzere şeytanların burçlara çıkmasını engelledik.)

  • 17:12

    وَجَعَلْنَا الَّيْلَ وَالنَّهَارَ اٰيَتَيْنِ فَمَحَوْنَٓا اٰيَةَ الَّيْلِ وَجَعَلْنَٓا اٰيَةَ النَّهَارِ مُبْصِرَةً لِتَبْتَغُوا فَضْلًا مِنْ رَبِّكُمْ وَلِتَعْلَمُوا عَدَدَ السِّن۪ينَ وَالْحِسَابَۜ وَكُلَّ شَيْءٍ فَصَّلْنَاهُ تَفْص۪يلًا

    Biz geceyi ve gündüzü (Güneş sistemini ve Dünya'nın dönüşünü) iki ayet (ibretli alâmet) kıldık; gece ayetini (karanlık sürecini, sabahleyin) silip kaldırdık da, Rabbinizden bir fazıl aramanız (ziraat, ticaret ve sanatla uğraşmanız), yılların sayısını ve hesabını bilip öğrenmeniz (takvim tutmanız ve vakitlerinizi ona göre ayarlamanız) için gündüzün ayetini (hikmetli hizmet ve üretim vaktini) aydınlatıcı kıldık. Biz, (Kur’an’da) her şeyi yeterince açıkladık.

  • 21:33

    وَهُوَ الَّذ۪ي خَلَقَ الَّيْلَ وَالنَّهَارَ وَالشَّمْسَ وَالْقَمَرَۜ كُلٌّ ف۪ي فَلَكٍ يَسْبَحُونَ

    Geceyi, gündüzü, Güneş’i ve Ay’ı yaratan O’dur; her biri kendi yörüngesinde yüzüp gidiyor. (Hiçbir sapma ve çarpışma yaşanmıyor, ama insanlar düşünüp ibret almıyorlar.)

  • 23:17

    وَلَقَدْ خَلَقْنَا فَوْقَكُمْ سَبْعَ طَرَٓائِقَۗ وَمَا كُنَّا عَنِ الْخَلْقِ غَافِل۪ينَ

    Andolsun, Biz sizin üstünüzde yedi yol (gök tabakalarını veya duyu organlarınızı) yarattık; Biz (her türlü) yaratmadan (asla ve hiçbir zaman) gafiller olmadık. (Asıl siz gafletten uyanınız!)

  • 36:37

    وَاٰيَةٌ لَهُمُ الَّيْلُۚ نَسْلَخُ مِنْهُ النَّهَارَ فَاِذَا هُمْ مُظْلِمُونَۙ

    (İstirahatleri için yaratılan) Gece de kendileri için (ders ve ibret alınacak) bir ayettir. Gündüzü ondan sıyırıp çekeriz de, hemen artık karanlıkta kalıvermişlerdir (ve istirahate çekilmişlerdir).

  • 36:40

    لَا الشَّمْسُ يَنْبَغ۪ي لَهَٓا اَنْ تُدْرِكَ الْقَمَرَ وَلَا الَّيْلُ سَابِقُ النَّهَارِۜ وَكُلٌّ ف۪ي فَلَكٍ يَسْبَحُونَ

    (Böylece) Güneş’in Ay’a erişip-yetişemeyeceği, gecenin de gündüzün önüne geçemeyeceği (muhteşem ve mükemmel bir düzen var edilmiştir. Bütün yıldızların ve gezegenlerin) Her biri (takdir ve tayin edilen) bir yörüngede yüzüp gitmektedir.

  • 37:6

    اِنَّا زَيَّنَّا السَّمَٓاءَ الدُّنْيَا بِز۪ينَةٍۨ الْكَوَاكِبِۙ

    Hakikaten Biz dünya göğünü 'çekici güzellik takılarını' (andıran, yerden bakınca parlak ziynet gibi görünüp duran) yıldızlarla süsleyip-donattık.

  • 37:7

    وَحِفْظًا مِنْ كُلِّ شَيْطَانٍ مَارِدٍۚ

    Ve onu (gökyüzünü) itaatten çıkmış her azgın şeytandan (ve cinn topluluğundan) koruduk; (yıldız kayması sandığınız olayla, gök taşlarını fırlatıp hırsız şeytanları kovaladık.)

  • 37:8

    لَا يَسَّمَّعُونَ اِلَى الْمَلَاِ الْاَعْلٰى وَيُقْذَفُونَ مِنْ كُلِّ جَانِبٍۗ

    Ki onlar (şeytanlar, artık) Mele'i A’lâ’ya (en yüce makamdakilerin görev taksim toplantısına) kulak verip dinleyemezler, her yandan (fırlatılan ateş toplarıyla) sürülüp atılmaktadırlar;

  • 67:5

    وَلَقَدْ زَيَّنَّا السَّمَٓاءَ الدُّنْيَا بِمَصَاب۪يحَ وَجَعَلْنَاهَا رُجُومًا لِلشَّيَاط۪ينِ وَاَعْتَدْنَا لَهُمْ عَذَابَ السَّع۪يرِ

    Andolsun, Biz en yakın olan semayı (dünya göğünü) kandil (misali yıldızlar ve gezegenlerle) süsleyip-donattık ve bunları(n bir kısmını), şeytanlar için taşlama araçları (rücum) kıldık. (Her gün görevli meleklere dağıtılan kader programından kulak hırsızlığı yapıp, gaybı biliyor havası atarak insanları saptırmak isteyen kötü cinnleri kovalayıp uzaklaştırmak üzere “yıldız kayması” denilen meteor taşlarını kullandık.) Ve onlar için çılgınca yanan alevli ateş azabını hazırladık.

  • 79:27

    ءَاَنْتُمْ اَشَدُّ خَلْقًا اَمِ السَّمَٓاءُۜ بَنٰيهَا۠

    (Ey kâfirler, müşrikler, dinsizler ve Darwinistler, söyleyin!) Yaratılmak bakımından siz mi daha çetin ve zorsunuz, yoksa (hayretle bakıp durduğunuz) gök(yüzü) mü? (Bakınız, Allah) Onu bina edip (böyle mükemmel ve muhteşem yapmıştır).

  • 79:28

    رَفَعَ سَمْكَهَا فَسَوّٰيهَاۙ

    (Göklerin) Boyunu (tavanını) yükseltmiş, ona belli bir düzen verip (Güneş Sistemini ayarlamıştır).

  • 86:1

    وَالسَّمَٓاءِ وَالطَّارِقِۙ

    Göğe ve Tarık’a yemin ederim.

  • 86:3

    اَلنَّجْمُ الثَّاقِبُۙ

    O (Tarık öyle bir) Yıldızdır ki, (küfür karanlıklarını) delen (zulüm odaklarını ve şeytani çarklarını deşifre eden)dir. [Not: “En-Necmüs-Sakıb” = cehalet ve zulüm karanlığını Delen Yıldız: Hz. Peygamber Efendimizin iman ve istikamet devrimine ve Onun izinde gerçekleşecek Mehdiyet önderliğine işaret olabilir.]

  • 86:11

    وَالسَّمَٓاءِ ذَاتِ الرَّجْعِۙ

    Yemin olsun (gezegenleri ve galaksileri harika bir denge ve düzenle) dönüşlü olan göğe (ki muhteşem donatılmıştır).