Kadir gecesi

  • 24:3

    اَلزَّان۪ي لَا يَنْكِحُ اِلَّا زَانِيَةً اَوْ مُشْرِكَةًۘ وَالزَّانِيَةُ لَا يَنْكِحُهَٓا اِلَّا زَانٍ اَوْ مُشْرِكٌۚ وَحُرِّمَ ذٰلِكَ عَلَى الْمُؤْمِن۪ينَ

    Zina eden (ve bundan tevbe edip vazgeçmeyen) erkek, zina eden (ve fuhşu alışkanlık haline getiren) ya da müşrik olan bir kadından başkasını nikâhlayamaz; (devamlı) zina eden kadını da (yine sürekli) zina eden ya da müşrik olan bir erkekten başkası nikâhlayamaz. (Bu ahlâksız ilişkiler, cahiliye âdetidir.) Bu (tür evlilikler), mü'minlere haram ve yasak edilmiştir.

  • 24:4

    وَالَّذ۪ينَ يَرْمُونَ الْمُحْصَنَاتِ ثُمَّ لَمْ يَأْتُوا بِاَرْبَعَةِ شُهَدَٓاءَ فَاجْلِدُوهُمْ ثَمَان۪ينَ جَلْدَةً وَلَا تَقْبَلُوا لَهُمْ شَهَادَةً اَبَدًاۚ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَۙ

    İffetli ve namuskâr kadınlara (zina suçu iftirası) atıp da, sonra bu (iddiasını) dört şahit getirip (ispat edemeyenlere) seksen (ince) değnek vurun ve artık onların (mahkemelerde) şahitliğini de asla kabul etmeyin. Çünkü onlar fasık olan kimselerdir.

  • 24:5

    اِلَّا الَّذ۪ينَ تَابُوا مِنْ بَعْدِ ذٰلِكَ وَاَصْلَحُواۚ فَاِنَّ اللّٰهَ غَفُورٌ رَح۪يمٌ

    Ancak bundan (masum kadın ve erkeklere iftira atmaktan) sonra (samimiyetle) tevbe eden ve salihçe davranıp durumu düzeltenler hariç. Çünkü gerçekten Allah, Bağışlayandır, esirgeyip merhamet edendir.

  • 24:6

    وَالَّذ۪ينَ يَرْمُونَ اَزْوَاجَهُمْ وَلَمْ يَكُنْ لَهُمْ شُهَدَٓاءُ اِلَّٓا اَنْفُسُهُمْ فَشَهَادَةُ اَحَدِهِمْ اَرْبَعُ شَهَادَاتٍ بِاللّٰهِۙ اِنَّهُ لَمِنَ الصَّادِق۪ينَ

    Kendi eşlerine (zina isnadı) atan ve kendileri dışında (başka) şahitleri de bulunmayanlara gelince; işte bu durumda olanların her birinin şahitliği ise, dört defa “Allah şahittir ki” yemini ile (karı-koca her biri) kendisinin kesinlikle doğru söylediğini (ve asla zina işlemediğini söylemeleridir).

  • 89:4

    وَالَّيْلِ اِذَا يَسْرِۚ

    (İbadet ve teheccütle) Akıp-gitmekte olan geceye (ki),

  • 97:1

    اِنَّٓا اَنْزَلْنَاهُ ف۪ي لَيْلَةِ الْقَدْرِۚ

    Gerçek şu ki, Biz Onu (Kur’an’ı) Kadir gecesinde indirmeye (başladık).

  • 97:2

    وَمَٓا اَدْرٰيكَ مَا لَيْلَةُ الْقَدْرِۜ

    Kadir gecesinin (kıymetinin) ne olduğunu sana bildiren nedir (anlatayım mı)?

  • 97:3

    لَيْلَةُ الْقَدْرِ خَيْرٌ مِنْ اَلْفِ شَهْرٍۜ

    Kadir gecesi, (sıdk ile tevbe ederek, bütünüyle Kur’an’a yönelmeye karar verip ibadetle geçirenler için) bin aydan (yaklaşık 83 yıldan, yani bir insan hayatından) daha hayırlıdır.

  • 97:4

    تَنَزَّلُ الْمَلٰٓئِكَةُ وَالرُّوحُ ف۪يهَا بِاِذْنِ رَبِّهِمْۚ مِنْ كُلِّ اَمْرٍۙۛ

    Melekler ve Ruh onda (o gece boyunca) Rablerinin izniyle, her bir iş (ve her mü’min kişi) için sürekli inip duracaklardır.

  • 97:5

    سَلَامٌ۠ۛ هِيَ حَتّٰى مَطْلَعِ الْفَجْرِ

    (O gece) Fecrin doğuşuna (tan yeri ağarıncaya) kadar, (manevi) bir selamet ve esenlik (fırsatıdır. O gece; kurtuluş ve kutluluk zamanıdır. Ancak; emir ve hükümlerini zihnine ve kalbine indirme gayreti ve Kur’an’ı hayat düzenine temel edinme gayesi taşımayanlar nasipsiz kalacaktır…)