İsa(A.S.)

  • 2:84

    (Yine hatırlayınız ki) Hani o zaman sizden, "Birbirinizin kanını akıtmayın, birbirinizi yurtlarınızdan çıkarmayın" diye misak (kesin söz) almıştık. Sonra sizler bunu (kararlı bir şekilde) onaylamıştınız, üstelik (bazı gerçeklere bizzat) şahitlik yapmıştınız. (Bütün bunların unutulduğunu zannetmek gaflettir.)

  • 3:45

    Hani melekler: "Ey Meryem! Doğrusu Allah Kendinden bir kelimeyi (İsa’yı doğuruvereceğini) sana müjdelemektedir. Onun adı Meryem oğlu İsa Mesih'tir. O, dünyada ve ahirette 'seçkin, onurlu ve saygın kılınmış birisidir' ve (Allah'a) yakın kılınan (mukarreb kimselerdendir)."

  • 3:60

    Çünkü Hakk, ancak Senin Rabbinden (gelen gerçek)tir. Öyleyse sakın kuşkuya kapılanlardan olma. (Vesvese ve şüphe imanın özünü bozacaktır.)

  • 4:156

    (Kalplerinin mühürlenmesinin bir sebebi de) Onların küfür ve nankörlükleridir ve Meryem'in aleyhinde büyük bühtanlar atıp (asılsız iftiraları) söylemeleridir.

  • 4:157

    Ve (onlar yalan yere): "Biz, Allah'ın Resulü Meryem oğlu Mesih İsa'yı gerçekten öldürdük" demeleri nedeniyle de (Yahudilere böyle bir ceza verilmiştir.) Oysa Onu kesinlikle öldürmediler ve Onu asmadılar. Ama onlara (Hz. İsa'nın) benzeri gösterildi. (Hz. İsa'yı para karşılığı gammazlayan baş havarisinin yüz şekli Hz. İsa'ya benzetildi ve çarmıha gerildi.) Gerçekten Onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, kesin bir şüphe içindedirler. Onların boş bir zanna uymaktan başka buna ilişkin hiçbir bilgileri yoktur. Kesin olan gerçek şudur ki Onu (Yahudiler Hz. İsa'yı) öldürememişlerdir. (Hz. İsa’nın ruhu fevt edilip göklere yükseltilmiştir. Ahir zamanda tekrar geri gönderilecektir.)

  • 4:158

    Bilakis; Allah Onu Kendine yükseltti. Allah Üstün ve Güçlüdür, Hüküm ve Hikmet sahibidir.

  • 4:159

    Andolsun Kitap Ehlinden, (Hz. İsa yeniden gelip, Deccalizmi devirdikten sonra) ölmeden önce Ona (haklılığına ve Allah’ın zafere ulaştırdığına) inanmayacak kimse yoktur. Kıyamet günü, O da onların (inkârcı Yahudi ve Hristiyanların ve Müslüman geçinen münafıkların) aleyhine şahit olacaktır. [Not: Bu ayet, Hz. İsa’nın göklere kaldırıldığına ve ahir zamanda dünyaya yollanacağına delil sayılmıştır.]

  • 4:171

    Ey Kitap Ehli! Dininiz konusunda haddi aşıp taşkınlık-aşırılık (ve istismarcılık) etmeyin, Allah’a karşı (O’nun hakkında) gerçek olandan başkasını (Kitabına aykırı uydurmaları) söylemeyin. Meryem oğlu Mesih İsa, ancak Allah’ın Elçisi ve kelimesidir. (Kudret delili ve hikmet dilidir ki, o kelimeyi) Meryem’e (manen aşılayıp) yöneltmiştir ve O’ndan bir Ruh’tur. Öyle ise, Allah’a ve Resullerine (emredildiği ve öğretildiği gibi) iman ediniz; “(Allah) Üçtür” demeyiniz, buna son verip (Teslis’ten) vazgeçiniz ki, sizin için hayırlı (olan böyle hareket etmektir). Allah, ancak bir tek İlahtır. O, çocuk sahibi olmaktan Yücedir. Göklerde ve yerde her ne varsa O’nundur. Vekîl olarak Allah kâfidir.

  • 4:172

    (Hz. İsa) Mesih ve yakınlaştırılmış melekler, Allah’a kul olmaktan, kesinlikle çekinmezler (iman ve itaatte gevşeklik göstermezler). Kim O’na ibadet etmeye (kulluğun gereğini yerine getirmeye) karşı isteksiz ve çekimser davranır ve büyüklenmeye kalkışırsa, (biliniz ki) onların hepsini, huzuruna haşredecek (ve hesaba çekecektir).

  • 5:17

    Andolsun, "Allah Meryem oğlu Mesih'tir" diyenler kesinlikle küfre girmişlerdir. De ki: "O (Allah), eğer Meryem oğlu Mesih'i, Onun annesini ve yeryüzündekilerin hepsini helak (yok) etmek isterse, Allah'tan (bunu önlemek üzere) kim bir şeye malik olabilir? (Allah CC cisimden, şekilden ve beşerî zaafiyetlerden münezzehtir.) Göklerin, yerin ve bunlar arasındakilerin tümünün mülkü (ve egemenlik mührü) Allah'ındır; dilediğini yaratır. Allah her şeye güç yetirendir.”

  • 5:46

    (Önceki peygamberlerin) Ardından ve onların izlerini takip (amacıyla, Yahudilerin) yanlarındaki Tevrat'ı doğrulayıcı olarak Meryem oğlu İsa'yı gönderdik. Ve Ona içinde hidayet ve nur bulunan, önündeki Tevrat'ı doğrulayan ve müttakiler için yol gösterici ve öğüt (içerici) olan İncil'i verdik.

  • 5:72

    Andolsun, "Meryem oğlu Mesih, kesinlikle Allah’tır" diyenler küfre sapmıştır. Oysa Mesih'in dediği (sadece şudur:) "Ey İsrailoğulları, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a ibadet edin. Çünkü O, Kendisine ortak koşana şüphesiz cenneti haram kılmıştır, onun barınma yeri ateştir. (Ahirette) Zulmedenlere yardımcı yoktur. (Hiçbir şey ve hiç kimse onları kurtaracak değildir.)"

  • 5:75

    (Gerçek şu ki;) Meryem oğlu Mesih, (Hz. İsa) yalnızca bir elçidir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Onun annesi dosdoğru (bir mü’minedir), ikisi de yemek yerlerdi. (Böyle ihtiyaç sahipleri hiç ilah olabilir mi?) Bir bak, onlara ayetleri nasıl açıklıyoruz? (Yine) Bir bak, onlar hâlâ nasıl da (Hakk’tan) çevrilmektedir?

  • 5:109

    Allah, (mahşerde bütün) elçileri toplayacağı gün şöyle diyecek: "(Tebliğ ve davetinize karşılık) Size (kavimlerinizce) verilen cevap nedir?" Onlar da: "Bizim (Senin öğrettiğin dışında) bilgimiz yoktur; şüphesiz görünmeyenleri (gaybleri) bilen ancak Sensin Sen. (Ey Rabbimiz!)" diyeceklerdir.

  • 5:120

    Göklerin, yerin ve içlerinde olanların tümünün mülkü (tek ve gerçek sahibi olanı ve hükümranlığı) Allah'ındır. O, her şeye güç yetiren (Kâdir-i Mutlak’tır).

  • 9:30

    Yahudiler: "Üzeyir Allah'ın oğludur" diyerek; Hristiyanlar da: "Mesih Allah'ın oğludur" diyerek (sapıtıvermişlerdir). Bu, onların ağızlarıyla (dile getirdikleri asılsız) söylemleridir; onlar, bundan önceki inkâr edenlerin sözlerini (şuursuzca) taklit etmektedirler. Allah onları kahretsin; nasıl da (Hakk’tan) çevrilip (bâtıla gidilmektedir).

  • 9:31

    Onlar, Allah'ı bırakıp (Allah’ın velisi ve şefaatçisi zannettikleri) bilginlerini ve rahiplerini rabler (ilahlar) edindiler ve Meryem oğlu Mesih'i de (ilahlaştırıp küfre düştüler). Oysa onlar, tek olan bir İlah'a ibadet etmekten başka bir şeyle emrolunmadılar. (Çünkü) O'ndan başka ilah yoktur. O, bunların şirk koştukları şeylerden Yücedir.

  • 9:111

    Hiç şüphesiz Allah, -karşılığında onlara mutlaka cenneti vermek üzere- mü’minlerden, canlarını ve mallarını satın almıştır. Ki onlar Allah yolunda çalışıp-çarpışırlar, (gerektiğinde) öldürürler ve öldürülürler; (bu) Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da O'nun üzerine gerçek olan bir va’addir. Allah'tan daha çok ahdine vefa gösterecek olan kimdir? Şu halde (ey mücahit mü’minler) yaptığınız bu alışverişten dolayı sevinip-müjdeleşiniz. İşte 'büyük kurtuluş ve mutluluk' budur. (Çünkü mücahit mü’minler ebedi cennete erişeceklerdir.)

  • 19:16

    Kitap'ta Meryem'i de (ibretle anıp) zikret. Hani o, ailesinden kopup ayrılarak (uzaklara gitmiş ve Kudüs’ün), Doğu tarafında bir yere çekilmişti.

  • 19:34

    İşte Meryem oğlu İsa; (Allah’ın babasız yaratıp peygamber kıldığı şahsiyettir ve) hakkında kuşkuya düştükleri "Hakk Söz (ve doğru bilgi de bundan ibarettir)."

  • 23:50

    Biz, Meryem'in oğlunu (Hz. İsa’yı) ve annesini de bir ayet (babasız dünyaya gelen ibretlik mucize) kıldık ve ikisini barınmaya elverişli bulunan ve akan suyu olan bir tepede yerleştirdik.

  • 43:57

    Vaktâki Meryem oğlu (İsa) da, bir örnek olarak verilince, o zaman Senin kavmin hemen ondan (küçümseyici bir keyifle söz edip) kahkahalarla gülüyorlar (ve yaygara koparıp sapıtıyorlar)dı.

  • 43:58

    "Bizim ilahlarımız mı daha hayırlı, yoksa o mu?" diye (dalga geçmeye başlıyorlardı). Onu Sana sadece bir tartışma-konusu olsun diye (örnek) veriyorlardı. Aslında, onlar (gerçeği arayıcı değil) 'tartışmacı ve kavgacı’ insanlardı.

  • 43:59

    (Oysa Hz. İsa) O, sadece bir kuldur ki; kendisine (pek çok) nimet (ve fazilet) vermiş ve onu İsrailoğullarına bir örnek ve ibret kılmışızdır.

  • 43:60

    Eğer Biz isteseydik, sizden (insan neslinden değil de), şu dünyada sizin yerinize halife olacak melekler yaratırdık.

  • 43:61

    Şüphesiz O (Hz. İsa, Mehdiyet ve kıyamet) saati(nin gelişi) için de bir ilimdir. (Yeniden dünyaya gönderilişi önemli bir belge ve işarettir.) Öyleyse ondan yana hiçbir kuşkuya kapılmayın ve Bana uyun. İşte dosdoğru yol budur. (Hz. İsa'nın kıyametten önce ortaya çıkacağına ve Deccalizmi yıkacağına işaret buyrulmaktadır.)

  • 43:62

    Şeytan (ve şeytanlaşmış insanlar) sakın sizi (Allah'ın yolundan) alıkoymasın. Gerçekten o, sizin için açıkça bir düşmandır.

  • 43:63

    Vaktâki İsa, açık belgelerle gelince, dedi ki: "Ben size bir hikmetle geldim ve hakkında ihtilafa düştüklerinizin bir kısmını size açıklamak için de (görevliyim). Öyleyse Allah'tan sakının ve bana itaat edin (ki kurtuluş Hakka tâbi olmaktadır)."

  • 43:64

    "Şüphesiz Allah, O benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir; şu halde (sadece) O'na kulluk edin. Dosdoğru yol budur." (Hakk’tan sapıp bâtıla kayanlar, “Baba-Oğul-Ruhu’l Kudüs” gibi Teslis=Üç ilah edinme şirkine bulaşanlar Allah’ın kahrına uğrayacaklardır.)

  • 43:65

    Derken aralarından birtakım hizipler=partiler (fırkalar, gruplar, oluşumlar) çıktı ve birbirleriyle (haset ve hıyanet yüzünden) ihtilafa düştüler; (nefsani heves ve hesaplarla bu tür ihtilafları çıkaran) zalimlerin vay haline, o elim bir günün azabından! (Ki bu münafık ve marazlı azdırıcılar onları Hakk yoldan alıkoyup saptırdıkları halde, o zavallılar hâlâ kendilerinin, hakikaten hidayette olduklarını sanmaktadırlar.)

  • 57:26

    Andolsun, Biz Nuh'u ve İbrahim'i de (elçi olarak) gönderdik, peygamberliği ve kitabı da onların soylarında(n ehil ve emin kimselere lütfetmeye karar) kılıverdik. Buna rağmen, onlardan (Adem ve Nuh oğullarından) sadece bir kısmı hidayet (ve istikamet) üzereydi, (ama) çoğunluğu fasık (ve facir) kimselerdi. (Yani şeytan yoluna gitmişlerdi ve gideceklerdi.)

  • 57:27

    Sonra onların peşinden ve izleri (eserleri) üzerinde elçilerimizi (yine) birbiri ardınca yollayıverdik. Meryem oğlu İsa'yı da arkalarından gönderdik; Ona İncil'i verdik ve Ona tâbi (ve talebe) olanların kalplerinde şefkat ve merhamet duyguları yerleştirdik. (Hristiyanların sonradan bir bid'at olarak) Türettikleri ruhbanlığı ise, Biz onlara yazmadık (emretmedik). Ancak (güya) Allah'ın rızasını aramak için (dünya nimetlerinden uzaklaşmayı kendileri uydurup türetmişlerdi), ama buna da gerektiği gibi riayet etmemişlerdi. Bununla birlikte onlardan iman edenlere (yine de) ecirlerini verdik, onlardan birçoğu da fasık olan (Hakk yoldan çıkan) kimselerdi.

  • 61:6

    Hani o vakit Meryem oğlu İsa da: "Ey İsrailoğulları, kesinlikle ben, Allah'ın size (gönderdiği) bir elçisiyim. Benden önceki Tevrat'ı tasdik edici ve benden sonra ismi ‘Ahmed’ olan bir elçinin de müjdeleyicisiyim" demişti. Fakat buna rağmen O, onlara kesin belgelerle gelince: "Bu, açıkça bir büyüdür" demişlerdi.

  • 2:84

    وَاِذْ اَخَذْنَا م۪يثَاقَكُمْ لَا تَسْفِكُونَ دِمَٓاءَكُمْ وَلَا تُخْرِجُونَ اَنْفُسَكُمْ مِنْ دِيَارِكُمْ ثُمَّ اَقْرَرْتُمْ وَاَنْتُمْ تَشْهَدُونَ

    (Yine hatırlayınız ki) Hani o zaman sizden, "Birbirinizin kanını akıtmayın, birbirinizi yurtlarınızdan çıkarmayın" diye misak (kesin söz) almıştık. Sonra sizler bunu (kararlı bir şekilde) onaylamıştınız, üstelik (bazı gerçeklere bizzat) şahitlik yapmıştınız. (Bütün bunların unutulduğunu zannetmek gaflettir.)

  • 3:45

    اِذْ قَالَتِ الْمَلٰٓئِكَةُ يَا مَرْيَمُ اِنَّ اللّٰهَ يُبَشِّرُكِ بِكَلِمَةٍ مِنْهُۗ اِسْمُهُ الْمَس۪يحُ ع۪يسَى ابْنُ مَرْيَمَ وَج۪يهًا فِي الدُّنْيَا وَالْاٰخِرَةِ وَمِنَ الْمُقَرَّب۪ينَۙ

    Hani melekler: "Ey Meryem! Doğrusu Allah Kendinden bir kelimeyi (İsa’yı doğuruvereceğini) sana müjdelemektedir. Onun adı Meryem oğlu İsa Mesih'tir. O, dünyada ve ahirette 'seçkin, onurlu ve saygın kılınmış birisidir' ve (Allah'a) yakın kılınan (mukarreb kimselerdendir)."

  • 3:60

    اَلْحَقُّ مِنْ رَبِّكَ فَلَا تَكُنْ مِنَ الْمُمْتَر۪ينَ

    Çünkü Hakk, ancak Senin Rabbinden (gelen gerçek)tir. Öyleyse sakın kuşkuya kapılanlardan olma. (Vesvese ve şüphe imanın özünü bozacaktır.)

  • 4:156

    وَبِكُفْرِهِمْ وَقَوْلِهِمْ عَلٰى مَرْيَمَ بُهْتَانًا عَظ۪يمًاۙ

    (Kalplerinin mühürlenmesinin bir sebebi de) Onların küfür ve nankörlükleridir ve Meryem'in aleyhinde büyük bühtanlar atıp (asılsız iftiraları) söylemeleridir.

  • 4:157

    وَقَوْلِهِمْ اِنَّا قَتَلْنَا الْمَس۪يحَ ع۪يسَى ابْنَ مَرْيَمَ رَسُولَ اللّٰهِۚ وَمَا قَتَلُوهُ وَمَا صَلَبُوهُ وَلٰكِنْ شُبِّهَ لَهُمْۜ وَاِنَّ الَّذ۪ينَ اخْتَلَفُوا ف۪يهِ لَف۪ي شَكٍّ مِنْهُۜ مَا لَهُمْ بِه۪ مِنْ عِلْمٍ اِلَّا اتِّبَاعَ الظَّنِّۚ وَمَا قَتَلُوهُ يَق۪ينًاۙ

    Ve (onlar yalan yere): "Biz, Allah'ın Resulü Meryem oğlu Mesih İsa'yı gerçekten öldürdük" demeleri nedeniyle de (Yahudilere böyle bir ceza verilmiştir.) Oysa Onu kesinlikle öldürmediler ve Onu asmadılar. Ama onlara (Hz. İsa'nın) benzeri gösterildi. (Hz. İsa'yı para karşılığı gammazlayan baş havarisinin yüz şekli Hz. İsa'ya benzetildi ve çarmıha gerildi.) Gerçekten Onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, kesin bir şüphe içindedirler. Onların boş bir zanna uymaktan başka buna ilişkin hiçbir bilgileri yoktur. Kesin olan gerçek şudur ki Onu (Yahudiler Hz. İsa'yı) öldürememişlerdir. (Hz. İsa’nın ruhu fevt edilip göklere yükseltilmiştir. Ahir zamanda tekrar geri gönderilecektir.)

  • 4:158

    بَلْ رَفَعَهُ اللّٰهُ اِلَيْهِۜ وَكَانَ اللّٰهُ عَز۪يزًا حَك۪يمًا

    Bilakis; Allah Onu Kendine yükseltti. Allah Üstün ve Güçlüdür, Hüküm ve Hikmet sahibidir.

  • 4:159

    وَاِنْ مِنْ اَهْلِ الْكِتَابِ اِلَّا لَيُؤْمِنَنَّ بِه۪ قَبْلَ مَوْتِه۪ۚ وَيَوْمَ الْقِيٰمَةِ يَكُونُ عَلَيْهِمْ شَه۪يدًاۚ

    Andolsun Kitap Ehlinden, (Hz. İsa yeniden gelip, Deccalizmi devirdikten sonra) ölmeden önce Ona (haklılığına ve Allah’ın zafere ulaştırdığına) inanmayacak kimse yoktur. Kıyamet günü, O da onların (inkârcı Yahudi ve Hristiyanların ve Müslüman geçinen münafıkların) aleyhine şahit olacaktır. [Not: Bu ayet, Hz. İsa’nın göklere kaldırıldığına ve ahir zamanda dünyaya yollanacağına delil sayılmıştır.]

  • 4:171

    يَٓا اَهْلَ الْكِتَابِ لَا تَغْلُوا ف۪ي د۪ينِكُمْ وَلَا تَقُولُوا عَلَى اللّٰهِ اِلَّا الْحَقَّۜ اِنَّمَا الْمَس۪يحُ ع۪يسَى ابْنُ مَرْيَمَ رَسُولُ اللّٰهِ وَكَلِمَتُهُۚ اَلْقٰيهَٓا اِلٰى مَرْيَمَ وَرُوحٌ مِنْهُۘ فَاٰمِنُوا بِاللّٰهِ وَرُسُلِه۪ۚ وَلَا تَقُولُوا ثَلٰثَةٌۜ اِنْتَهُوا خَيْرًا لَكُمْۜ اِنَّمَا اللّٰهُ اِلٰهٌ وَاحِدٌۜ سُبْحَانَهُٓ اَنْ يَكُونَ لَهُ وَلَدٌۢ لَهُ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِۜ وَكَفٰى بِاللّٰهِ وَك۪يلًا۟

    Ey Kitap Ehli! Dininiz konusunda haddi aşıp taşkınlık-aşırılık (ve istismarcılık) etmeyin, Allah’a karşı (O’nun hakkında) gerçek olandan başkasını (Kitabına aykırı uydurmaları) söylemeyin. Meryem oğlu Mesih İsa, ancak Allah’ın Elçisi ve kelimesidir. (Kudret delili ve hikmet dilidir ki, o kelimeyi) Meryem’e (manen aşılayıp) yöneltmiştir ve O’ndan bir Ruh’tur. Öyle ise, Allah’a ve Resullerine (emredildiği ve öğretildiği gibi) iman ediniz; “(Allah) Üçtür” demeyiniz, buna son verip (Teslis’ten) vazgeçiniz ki, sizin için hayırlı (olan böyle hareket etmektir). Allah, ancak bir tek İlahtır. O, çocuk sahibi olmaktan Yücedir. Göklerde ve yerde her ne varsa O’nundur. Vekîl olarak Allah kâfidir.

  • 4:172

    لَنْ يَسْتَنْكِفَ الْمَس۪يحُ اَنْ يَكُونَ عَبْدًا لِلّٰهِ وَلَا الْمَلٰٓئِكَةُ الْمُقَرَّبُونَۜ وَمَنْ يَسْتَنْكِفْ عَنْ عِبَادَتِه۪ وَيَسْتَكْبِرْ فَسَيَحْشُرُهُمْ اِلَيْهِ جَم۪يعًا

    (Hz. İsa) Mesih ve yakınlaştırılmış melekler, Allah’a kul olmaktan, kesinlikle çekinmezler (iman ve itaatte gevşeklik göstermezler). Kim O’na ibadet etmeye (kulluğun gereğini yerine getirmeye) karşı isteksiz ve çekimser davranır ve büyüklenmeye kalkışırsa, (biliniz ki) onların hepsini, huzuruna haşredecek (ve hesaba çekecektir).

  • 5:17

    لَقَدْ كَفَرَ الَّذ۪ينَ قَالُٓوا اِنَّ اللّٰهَ هُوَ الْمَس۪يحُ ابْنُ مَرْيَمَۜ قُلْ فَمَنْ يَمْلِكُ مِنَ اللّٰهِ شَيْـًٔا اِنْ اَرَادَ اَنْ يُهْلِكَ الْمَس۪يحَ ابْنَ مَرْيَمَ وَاُمَّهُ وَمَنْ فِي الْاَرْضِ جَم۪يعًاۜ وَلِلّٰهِ مُلْكُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَاۜ يَخْلُقُ مَا يَشَٓاءُۜ وَاللّٰهُ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌ

    Andolsun, "Allah Meryem oğlu Mesih'tir" diyenler kesinlikle küfre girmişlerdir. De ki: "O (Allah), eğer Meryem oğlu Mesih'i, Onun annesini ve yeryüzündekilerin hepsini helak (yok) etmek isterse, Allah'tan (bunu önlemek üzere) kim bir şeye malik olabilir? (Allah CC cisimden, şekilden ve beşerî zaafiyetlerden münezzehtir.) Göklerin, yerin ve bunlar arasındakilerin tümünün mülkü (ve egemenlik mührü) Allah'ındır; dilediğini yaratır. Allah her şeye güç yetirendir.”

  • 5:46

    وَقَفَّيْنَا عَلٰٓى اٰثَارِهِمْ بِع۪يسَى ابْنِ مَرْيَمَ مُصَدِّقًا لِمَا بَيْنَ يَدَيْهِ مِنَ التَّوْرٰيةِۖ وَاٰتَيْنَاهُ الْاِنْج۪يلَ ف۪يهِ هُدًى وَنُورٌۙ وَمُصَدِّقًا لِمَا بَيْنَ يَدَيْهِ مِنَ التَّوْرٰيةِ وَهُدًى وَمَوْعِظَةً لِلْمُتَّق۪ينَ

    (Önceki peygamberlerin) Ardından ve onların izlerini takip (amacıyla, Yahudilerin) yanlarındaki Tevrat'ı doğrulayıcı olarak Meryem oğlu İsa'yı gönderdik. Ve Ona içinde hidayet ve nur bulunan, önündeki Tevrat'ı doğrulayan ve müttakiler için yol gösterici ve öğüt (içerici) olan İncil'i verdik.

  • 5:72

    لَقَدْ كَفَرَ الَّذ۪ينَ قَالُٓوا اِنَّ اللّٰهَ هُوَ الْمَس۪يحُ ابْنُ مَرْيَمَۜ وَقَالَ الْمَس۪يحُ يَا بَن۪ٓي اِسْرَٓاء۪يلَ اعْبُدُوا اللّٰهَ رَبّ۪ي وَرَبَّكُمْۜ اِنَّهُ مَنْ يُشْرِكْ بِاللّٰهِ فَقَدْ حَرَّمَ اللّٰهُ عَلَيْهِ الْجَنَّةَ وَمَأْوٰيهُ النَّارُۜ وَمَا لِلظَّالِم۪ينَ مِنْ اَنْصَارٍ

    Andolsun, "Meryem oğlu Mesih, kesinlikle Allah’tır" diyenler küfre sapmıştır. Oysa Mesih'in dediği (sadece şudur:) "Ey İsrailoğulları, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a ibadet edin. Çünkü O, Kendisine ortak koşana şüphesiz cenneti haram kılmıştır, onun barınma yeri ateştir. (Ahirette) Zulmedenlere yardımcı yoktur. (Hiçbir şey ve hiç kimse onları kurtaracak değildir.)"

  • 5:75

    مَا الْمَس۪يحُ ابْنُ مَرْيَمَ اِلَّا رَسُولٌۚ قَدْ خَلَتْ مِنْ قَبْلِهِ الرُّسُلُۜ وَاُمُّهُ صِدّ۪يقَةٌۜ كَانَا يَأْكُلَانِ الطَّعَامَۜ اُنْظُرْ كَيْفَ نُبَيِّنُ لَهُمُ الْاٰيَاتِ ثُمَّ انْظُرْ اَنّٰى يُؤْفَكُونَ

    (Gerçek şu ki;) Meryem oğlu Mesih, (Hz. İsa) yalnızca bir elçidir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Onun annesi dosdoğru (bir mü’minedir), ikisi de yemek yerlerdi. (Böyle ihtiyaç sahipleri hiç ilah olabilir mi?) Bir bak, onlara ayetleri nasıl açıklıyoruz? (Yine) Bir bak, onlar hâlâ nasıl da (Hakk’tan) çevrilmektedir?

  • 5:109

    يَوْمَ يَجْمَعُ اللّٰهُ الرُّسُلَ فَيَقُولُ مَاذَٓا اُجِبْتُمْۜ قَالُوا لَا عِلْمَ لَنَاۜ اِنَّكَ اَنْتَ عَلَّامُ الْغُيُوبِ

    Allah, (mahşerde bütün) elçileri toplayacağı gün şöyle diyecek: "(Tebliğ ve davetinize karşılık) Size (kavimlerinizce) verilen cevap nedir?" Onlar da: "Bizim (Senin öğrettiğin dışında) bilgimiz yoktur; şüphesiz görünmeyenleri (gaybleri) bilen ancak Sensin Sen. (Ey Rabbimiz!)" diyeceklerdir.

  • 5:120

    لِلّٰهِ مُلْكُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَمَا ف۪يهِنَّۜ وَهُوَ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌ

    Göklerin, yerin ve içlerinde olanların tümünün mülkü (tek ve gerçek sahibi olanı ve hükümranlığı) Allah'ındır. O, her şeye güç yetiren (Kâdir-i Mutlak’tır).

  • 9:30

    وَقَالَتِ الْيَهُودُ عُزَيْرٌۨ ابْنُ اللّٰهِ وَقَالَتِ النَّصَارَى الْمَس۪يحُ ابْنُ اللّٰهِۜ ذٰلِكَ قَوْلُهُمْ بِاَفْوَاهِهِمْۚ يُضَاهِؤُ۫نَ قَوْلَ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا مِنْ قَبْلُۜ قَاتَلَهُمُ اللّٰهُۘ اَنّٰى يُؤْفَكُونَ

    Yahudiler: "Üzeyir Allah'ın oğludur" diyerek; Hristiyanlar da: "Mesih Allah'ın oğludur" diyerek (sapıtıvermişlerdir). Bu, onların ağızlarıyla (dile getirdikleri asılsız) söylemleridir; onlar, bundan önceki inkâr edenlerin sözlerini (şuursuzca) taklit etmektedirler. Allah onları kahretsin; nasıl da (Hakk’tan) çevrilip (bâtıla gidilmektedir).

  • 9:31

    اِتَّخَذُٓوا اَحْبَارَهُمْ وَرُهْبَانَهُمْ اَرْبَابًا مِنْ دُونِ اللّٰهِ وَالْمَس۪يحَ ابْنَ مَرْيَمَۚ وَمَٓا اُمِرُٓوا اِلَّا لِيَعْبُدُٓوا اِلٰهًا وَاحِدًاۚ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۜ سُبْحَانَهُ عَمَّا يُشْرِكُونَ

    Onlar, Allah'ı bırakıp (Allah’ın velisi ve şefaatçisi zannettikleri) bilginlerini ve rahiplerini rabler (ilahlar) edindiler ve Meryem oğlu Mesih'i de (ilahlaştırıp küfre düştüler). Oysa onlar, tek olan bir İlah'a ibadet etmekten başka bir şeyle emrolunmadılar. (Çünkü) O'ndan başka ilah yoktur. O, bunların şirk koştukları şeylerden Yücedir.

  • 9:111

    اِنَّ اللّٰهَ اشْتَرٰى مِنَ الْمُؤْمِن۪ينَ اَنْفُسَهُمْ وَاَمْوَالَهُمْ بِاَنَّ لَهُمُ الْجَنَّةَۜ يُقَاتِلُونَ ف۪ي سَب۪يلِ اللّٰهِ فَيَقْتُلُونَ وَيُقْتَلُونَ وَعْدًا عَلَيْهِ حَقًّا فِي التَّوْرٰيةِ وَالْاِنْج۪يلِ وَالْقُرْاٰنِۜ وَمَنْ اَوْفٰى بِعَهْدِه۪ مِنَ اللّٰهِ فَاسْتَبْشِرُوا بِبَيْعِكُمُ الَّذ۪ي بَايَعْتُمْ بِه۪ۜ وَذٰلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظ۪يمُ

    Hiç şüphesiz Allah, -karşılığında onlara mutlaka cenneti vermek üzere- mü’minlerden, canlarını ve mallarını satın almıştır. Ki onlar Allah yolunda çalışıp-çarpışırlar, (gerektiğinde) öldürürler ve öldürülürler; (bu) Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da O'nun üzerine gerçek olan bir va’addir. Allah'tan daha çok ahdine vefa gösterecek olan kimdir? Şu halde (ey mücahit mü’minler) yaptığınız bu alışverişten dolayı sevinip-müjdeleşiniz. İşte 'büyük kurtuluş ve mutluluk' budur. (Çünkü mücahit mü’minler ebedi cennete erişeceklerdir.)

  • 19:16

    وَاذْكُرْ فِي الْكِتَابِ مَرْيَمَۢ اِذِ انْتَبَذَتْ مِنْ اَهْلِهَا مَكَانًا شَرْقِيًّاۙ

    Kitap'ta Meryem'i de (ibretle anıp) zikret. Hani o, ailesinden kopup ayrılarak (uzaklara gitmiş ve Kudüs’ün), Doğu tarafında bir yere çekilmişti.

  • 19:34

    ذٰلِكَ ع۪يسَى ابْنُ مَرْيَمَۚ قَوْلَ الْحَقِّ الَّذ۪ي ف۪يهِ يَمْتَرُونَ

    İşte Meryem oğlu İsa; (Allah’ın babasız yaratıp peygamber kıldığı şahsiyettir ve) hakkında kuşkuya düştükleri "Hakk Söz (ve doğru bilgi de bundan ibarettir)."

  • 23:50

    وَجَعَلْنَا ابْنَ مَرْيَمَ وَاُمَّهُٓ اٰيَةً وَاٰوَيْنَاهُمَٓا اِلٰى رَبْوَةٍ ذَاتِ قَرَارٍ وَمَع۪ينٍ۟

    Biz, Meryem'in oğlunu (Hz. İsa’yı) ve annesini de bir ayet (babasız dünyaya gelen ibretlik mucize) kıldık ve ikisini barınmaya elverişli bulunan ve akan suyu olan bir tepede yerleştirdik.

  • 43:57

    وَلَمَّا ضُرِبَ ابْنُ مَرْيَمَ مَثَلًا اِذَا قَوْمُكَ مِنْهُ يَصِدُّونَ

    Vaktâki Meryem oğlu (İsa) da, bir örnek olarak verilince, o zaman Senin kavmin hemen ondan (küçümseyici bir keyifle söz edip) kahkahalarla gülüyorlar (ve yaygara koparıp sapıtıyorlar)dı.

  • 43:58

    وَقَالُٓوا ءَاٰلِهَتُنَا خَيْرٌ اَمْ هُوَۜ مَا ضَرَبُوهُ لَكَ اِلَّا جَدَلًاۜ بَلْ هُمْ قَوْمٌ خَصِمُونَ

    "Bizim ilahlarımız mı daha hayırlı, yoksa o mu?" diye (dalga geçmeye başlıyorlardı). Onu Sana sadece bir tartışma-konusu olsun diye (örnek) veriyorlardı. Aslında, onlar (gerçeği arayıcı değil) 'tartışmacı ve kavgacı’ insanlardı.

  • 43:59

    اِنْ هُوَ اِلَّا عَبْدٌ اَنْعَمْنَا عَلَيْهِ وَجَعَلْنَاهُ مَثَلًا لِبَن۪ٓي اِسْرَٓاء۪يلَۜ

    (Oysa Hz. İsa) O, sadece bir kuldur ki; kendisine (pek çok) nimet (ve fazilet) vermiş ve onu İsrailoğullarına bir örnek ve ibret kılmışızdır.

  • 43:60

    وَلَوْ نَشَٓاءُ لَجَعَلْنَا مِنْكُمْ مَلٰٓئِكَةً فِي الْاَرْضِ يَخْلُفُونَ

    Eğer Biz isteseydik, sizden (insan neslinden değil de), şu dünyada sizin yerinize halife olacak melekler yaratırdık.

  • 43:61

    وَاِنَّهُ لَعِلْمٌ لِلسَّاعَةِ فَلَا تَمْتَرُنَّ بِهَا وَاتَّبِعُونِۜ هٰذَا صِرَاطٌ مُسْتَق۪يمٌ

    Şüphesiz O (Hz. İsa, Mehdiyet ve kıyamet) saati(nin gelişi) için de bir ilimdir. (Yeniden dünyaya gönderilişi önemli bir belge ve işarettir.) Öyleyse ondan yana hiçbir kuşkuya kapılmayın ve Bana uyun. İşte dosdoğru yol budur. (Hz. İsa'nın kıyametten önce ortaya çıkacağına ve Deccalizmi yıkacağına işaret buyrulmaktadır.)

  • 43:62

    وَلَا يَصُدَّنَّكُمُ الشَّيْطَانُۚ اِنَّهُ لَكُمْ عَدُوٌّ مُب۪ينٌ

    Şeytan (ve şeytanlaşmış insanlar) sakın sizi (Allah'ın yolundan) alıkoymasın. Gerçekten o, sizin için açıkça bir düşmandır.

  • 43:63

    وَلَمَّا جَٓاءَ ع۪يسٰى بِالْبَيِّنَاتِ قَالَ قَدْ جِئْتُكُمْ بِالْحِكْمَةِ وَلِاُبَيِّنَ لَكُمْ بَعْضَ الَّذ۪ي تَخْتَلِفُونَ ف۪يهِۚ فَاتَّقُوا اللّٰهَ وَاَط۪يعُونِ

    Vaktâki İsa, açık belgelerle gelince, dedi ki: "Ben size bir hikmetle geldim ve hakkında ihtilafa düştüklerinizin bir kısmını size açıklamak için de (görevliyim). Öyleyse Allah'tan sakının ve bana itaat edin (ki kurtuluş Hakka tâbi olmaktadır)."

  • 43:64

    اِنَّ اللّٰهَ هُوَ رَبّ۪ي وَرَبُّكُمْ فَاعْبُدُوهُۜ هٰذَا صِرَاطٌ مُسْتَق۪يمٌ

    "Şüphesiz Allah, O benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir; şu halde (sadece) O'na kulluk edin. Dosdoğru yol budur." (Hakk’tan sapıp bâtıla kayanlar, “Baba-Oğul-Ruhu’l Kudüs” gibi Teslis=Üç ilah edinme şirkine bulaşanlar Allah’ın kahrına uğrayacaklardır.)

  • 43:65

    فَاخْتَلَفَ الْاَحْزَابُ مِنْ بَيْنِهِمْۚ فَوَيْلٌ لِلَّذ۪ينَ ظَلَمُوا مِنْ عَذَابِ يَوْمٍ اَل۪يمٍ

    Derken aralarından birtakım hizipler=partiler (fırkalar, gruplar, oluşumlar) çıktı ve birbirleriyle (haset ve hıyanet yüzünden) ihtilafa düştüler; (nefsani heves ve hesaplarla bu tür ihtilafları çıkaran) zalimlerin vay haline, o elim bir günün azabından! (Ki bu münafık ve marazlı azdırıcılar onları Hakk yoldan alıkoyup saptırdıkları halde, o zavallılar hâlâ kendilerinin, hakikaten hidayette olduklarını sanmaktadırlar.)

  • 57:26

    وَلَقَدْ اَرْسَلْنَا نُوحًا وَاِبْرٰه۪يمَ وَجَعَلْنَا ف۪ي ذُرِّيَّتِهِمَا النُّبُوَّةَ وَالْكِتَابَ فَمِنْهُمْ مُهْتَدٍۚ وَكَث۪يرٌ مِنْهُمْ فَاسِقُونَ

    Andolsun, Biz Nuh'u ve İbrahim'i de (elçi olarak) gönderdik, peygamberliği ve kitabı da onların soylarında(n ehil ve emin kimselere lütfetmeye karar) kılıverdik. Buna rağmen, onlardan (Adem ve Nuh oğullarından) sadece bir kısmı hidayet (ve istikamet) üzereydi, (ama) çoğunluğu fasık (ve facir) kimselerdi. (Yani şeytan yoluna gitmişlerdi ve gideceklerdi.)

  • 57:27

    ثُمَّ قَفَّيْنَا عَلٰٓى اٰثَارِهِمْ بِرُسُلِنَا وَقَفَّيْنَا بِع۪يسَى ابْنِ مَرْيَمَ وَاٰتَيْنَاهُ الْاِنْج۪يلَ وَجَعَلْنَا ف۪ي قُلُوبِ الَّذ۪ينَ اتَّبَعُوهُ رَأْفَةً وَرَحْمَةًۜ وَرَهْبَانِيَّةًۨ ابْتَدَعُوهَا مَا كَتَبْنَاهَا عَلَيْهِمْ اِلَّا ابْتِغَٓاءَ رِضْوَانِ اللّٰهِ فَمَا رَعَوْهَا حَقَّ رِعَايَتِهَاۚ فَاٰتَيْنَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا مِنْهُمْ اَجْرَهُمْۚ وَكَث۪يرٌ مِنْهُمْ فَاسِقُونَ

    Sonra onların peşinden ve izleri (eserleri) üzerinde elçilerimizi (yine) birbiri ardınca yollayıverdik. Meryem oğlu İsa'yı da arkalarından gönderdik; Ona İncil'i verdik ve Ona tâbi (ve talebe) olanların kalplerinde şefkat ve merhamet duyguları yerleştirdik. (Hristiyanların sonradan bir bid'at olarak) Türettikleri ruhbanlığı ise, Biz onlara yazmadık (emretmedik). Ancak (güya) Allah'ın rızasını aramak için (dünya nimetlerinden uzaklaşmayı kendileri uydurup türetmişlerdi), ama buna da gerektiği gibi riayet etmemişlerdi. Bununla birlikte onlardan iman edenlere (yine de) ecirlerini verdik, onlardan birçoğu da fasık olan (Hakk yoldan çıkan) kimselerdi.

  • 61:6

    وَاِذْ قَالَ ع۪يسَى ابْنُ مَرْيَمَ يَا بَن۪ٓي اِسْرَٓاء۪يلَ اِنّ۪ي رَسُولُ اللّٰهِ اِلَيْكُمْ مُصَدِّقًا لِمَا بَيْنَ يَدَيَّ مِنَ التَّوْرٰيةِ وَمُبَشِّرًا بِرَسُولٍ يَأْت۪ي مِنْ بَعْدِي اسْمُهُٓ اَحْمَدُۜ فَلَمَّا جَٓاءَهُمْ بِالْبَيِّنَاتِ قَالُوا هٰذَا سِحْرٌ مُب۪ينٌ

    Hani o vakit Meryem oğlu İsa da: "Ey İsrailoğulları, kesinlikle ben, Allah'ın size (gönderdiği) bir elçisiyim. Benden önceki Tevrat'ı tasdik edici ve benden sonra ismi ‘Ahmed’ olan bir elçinin de müjdeleyicisiyim" demişti. Fakat buna rağmen O, onlara kesin belgelerle gelince: "Bu, açıkça bir büyüdür" demişlerdi.