Hayvanat

  • 4:118

    Allah onu (şeytanı ve şeytanlaşmış insanları) lanetleyip (rahmetinden uzaklaştırmıştır). O da (şeytan ise:) “Andolsun, Senin kullarından belli bir kısmını (kendime uşak) tutacağım (onlardan belirli bir pay alacağım, haksızlığa ve ahlâksızlığa hizmetçi yapacağım.)” diyerek (küstahlaşmıştı).

  • 4:119

    (Ardından şeytan şunları anlatmıştı:) “Onları muhakkak saptıracağım ve onları (Haçlı-Siyonist güdümlü iktidarlar eliyle) boş kuruntulara ve hayallere kaptırıp (günahlara sokacağım), onlara emredeceğim; hayvanların kulaklarını yaracaklar (böylesi bâtıl inançlara ve davranışlara sapacaklar) ve yine emredip (fısıldayacağım), Allah’ın yaratışını değiştirip (bozacaklar. Kadınlar erkekleşecek, erkekler kadınlaşacak... İnsan tabiatına ve fıtrat dini olan İslam’a uymayan düşünce ve düzenlere kapılacaklar. Haramları helâl, helâlleri haram sayacaklar.)” Artık kim, Allah’ın (Hakk Dinini) bırakıp, şeytanı (ve uşaklarını) dost edinip (bâtıl düzenine) uyarsa muhakkak o apaçık bir ziyana uğramıştır.

  • 6:38

    Yeryüzünde (tek hücrelilerden dev cüsselilere kadar) hiçbir canlı (hayvan) ve iki kanadıyla uçan hiçbir ‘uçucu’ yoktur ki, sizin gibi (kendilerine has kanunları ve hayat tarzları bulunan) bir topluluk (bir ümmet) olmasınlar. Biz Kitapta (Kur’an’da ve Levh-i Mahfuz’da anılması gereken) hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Sonra onlar (hesap vermek üzere) Rablerine toplanacaklardır.

  • 6:142

    Hayvanlardan yük taşıyan ve (yünlerinden, tüylerinden) döşek (ve türlü giyecek) yapılanları da (yaratan O'dur). Allah'ın size rızık olarak verdiklerinden yiyip (yararlanın) ve şeytanın adımlarına uymayın (şaşkınlık ve şımarıklığa kaymayın). Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır. (Şeytani dürtüleri ve düzenleri terk edin.)

  • 16:5

    Ve (deve, sığır, koyun ve keçi gibi) hayvanları da yarattı; sizin için onlarda ısınma (giyecek ve yakacak olarak kullanma ve daha başka) yararlar vardır ve onlardan (ürünlerinden) yemektesiniz.

  • 16:6

    Onları (hayvanları otlatmak için meralara) akşamları getirip, sabahları götürmeniz de, sizin için (ayrı) bir güzelliktir (ferahlık vesilesidir).

  • 16:7

    (Yolculukta) Kendisine ulaşmaya (çalıştığınız yerlere varmak konusunda, bedenlerinizin) nefislerinizin fazla meşakkat (büyük zorluklar) çekeceği şehirlere (giderken), onlar (binek hayvanları) sizin ağırlıklarınızı taşımaktadırlar. Şüphesiz sizin Rabbiniz şefkatli ve merhametlidir.

  • 16:8

    Onlara binmeniz (yüklerinizi taşıyabilmeniz) ve süs(lenip sevinmeniz) için atları, katırları ve merkepleri (yarattı). Ve daha sizlerin bilmediğiniz neleri yaratacaktır. (Bu ayet; arabaları, uçakları, uzay araçlarını vb. haber vermektedir.)

  • 16:66

    (Kuşkusuz) Sizin için (evcil) hayvanlarda da elbette ibretler vardır ki, size onların karınlarındaki fers (yarı sindirilmiş gıdalar) ile kan arasından, içenlerin boğazından kolaylıkla kayan dupduru ve halis bir süt içirmekteyiz.

  • 16:69

    Sonra (arılara; bu) meyvelerin (ve çiçeklerin) hepsinden ye, böylece Rabbinin sana (ilham edip) kolaylaştırdığı yayılım yollarında yürüyüp-uçuver (dedi. İşte bunun sonucu) Onların karınlarından türlü renklerde (tatlı) şerbetler çıkmaktadır ki, onda insanlar için bir şifa (ve üstün bir gıda) bulunmaktadır. Şüphesiz düşünen bir topluluk için gerçekten bunda ibretli bir ayet (ve hikmet sezilip görülecek)tir. (Ki Allah yiyeceklerin en güzeli balı bir sineğe, giyeceklerin en güzeli ipeği bir böceğe, içeceklerin en güzeli sütü ise bir ineğe yaptırıvermektedir.)

  • 16:79

    (Gökyüzünde İlahi irade ve hikmetle insanlığın hizmetine musahhar kılınmış kuşları ve uçakları, bizzat havada tutan ve uçuran Allah olduğunu Kur’an şöyle haber vermektedir:) Göğün boşluğunda boyun eğdirilmiş (musahhar kılınmış) tayrları (kuşları ve uçak cinsinden tüm araçları) görmezler (ve ibretle-ilimle düşünmezler) mi? Ki onları (böyle boşlukta) Allah'tan başkası tutuyor değildir. Şüphesiz, iman eden bir topluluk için bunda ayetler (İlahi kudret ve hikmetler, tezahür ve tecelli etmiştir).

  • 16:80

    Allah size evlerinizi; (içinde) "güvenlik ve huzur bulacağınız (sükûnet ve saadet) yerleri" kıldı ve size hayvan derilerinden; hem göç gününde (yolculuk halinde), hem yerleşme gününde kolaylıkla taşıyabileceğiniz (çadır) evler (yapmanızı sağladı); yünlerinden, yapağılarından ve kıllarından da bir zamana kadar giyimlikler-döşemelikler ve (alışveriş için) bir meta (ve ticaret malı) yaptı.

  • 22:28

    Kendileri için (bu seyahat ve ziyaretten dolayı maddi ve manevi) birtakım yararlara şahitlik etsinler ve kendilerine rızık olarak verdiği (dört ayaklı) hayvanlar üzerine, belli günlerde (kurban keserken) Allah'ın adını zikretsinler. (Besmele ve tekbir çeksinler.) Artık bunlardan yiyin ve zorluk çeken yoksulu da doyurun (ki sevinsinler).

  • 40:79

    Allah O'dur ki, kimine binmeniz, kiminden yemeniz için size (bir sürü yarar olmak üzere) davarları var etmiştir.

  • 40:80

    Onlarda sizin için (daha nice) yararlar vardır. Onların üzerine (binip) gönüllerinizdeki (arzu ettiğiniz) bir hacete (ve hedeflerinize) ulaşırsınız; onların ve gemilerin üstünde (yüklerinizle) taşınırsınız.

  • 43:12

    O (Allah) ki, (bitki ve hayvanlardan) bütün çiftleri yaratıp (onlara hayat veren) ve size bineceğiniz gemiler ve hayvanlar var edendir.

  • 43:13

    Ki onların sırtında istikrar bulasınız (binesiniz), sonra onlara bindiğiniz zaman Rabbinizin nimetini anıp (şükredesiniz de şöyle diyesiniz): “Bunu (bineklerimizi) bize baş eğdiren Allah'ı tesbih (ve O’na teşekkür) ederiz; yoksa biz bunu (binek hayvanlarını emrimize almayı ve binek araçlarını yapmayı) başaramazdık. (Bunlar Allah'ın Lütfu Keremidir.)

  • 4:118

    لَعَنَهُ اللّٰهُۢ وَقَالَ لَاَتَّخِذَنَّ مِنْ عِبَادِكَ نَص۪يبًا مَفْرُوضًاۙ

    Allah onu (şeytanı ve şeytanlaşmış insanları) lanetleyip (rahmetinden uzaklaştırmıştır). O da (şeytan ise:) “Andolsun, Senin kullarından belli bir kısmını (kendime uşak) tutacağım (onlardan belirli bir pay alacağım, haksızlığa ve ahlâksızlığa hizmetçi yapacağım.)” diyerek (küstahlaşmıştı).

  • 4:119

    وَلَاُضِلَّنَّهُمْ وَلَاُمَنِّيَنَّهُمْ وَلَاٰمُرَنَّهُمْ فَلَيُبَتِّكُنَّ اٰذَانَ الْاَنْعَامِ وَلَاٰمُرَنَّهُمْ فَلَيُغَيِّرُنَّ خَلْقَ اللّٰهِۜ وَمَنْ يَتَّخِذِ الشَّيْطَانَ وَلِيًّا مِنْ دُونِ اللّٰهِ فَقَدْ خَسِرَ خُسْرَانًا مُب۪ينًاۜ

    (Ardından şeytan şunları anlatmıştı:) “Onları muhakkak saptıracağım ve onları (Haçlı-Siyonist güdümlü iktidarlar eliyle) boş kuruntulara ve hayallere kaptırıp (günahlara sokacağım), onlara emredeceğim; hayvanların kulaklarını yaracaklar (böylesi bâtıl inançlara ve davranışlara sapacaklar) ve yine emredip (fısıldayacağım), Allah’ın yaratışını değiştirip (bozacaklar. Kadınlar erkekleşecek, erkekler kadınlaşacak... İnsan tabiatına ve fıtrat dini olan İslam’a uymayan düşünce ve düzenlere kapılacaklar. Haramları helâl, helâlleri haram sayacaklar.)” Artık kim, Allah’ın (Hakk Dinini) bırakıp, şeytanı (ve uşaklarını) dost edinip (bâtıl düzenine) uyarsa muhakkak o apaçık bir ziyana uğramıştır.

  • 6:38

    وَمَا مِنْ دَٓابَّةٍ فِي الْاَرْضِ وَلَا طَٓائِرٍ يَط۪يرُ بِجَنَاحَيْهِ اِلَّٓا اُمَمٌ اَمْثَالُكُمْۜ مَا فَرَّطْنَا فِي الْكِتَابِ مِنْ شَيْءٍ ثُمَّ اِلٰى رَبِّهِمْ يُحْشَرُونَ

    Yeryüzünde (tek hücrelilerden dev cüsselilere kadar) hiçbir canlı (hayvan) ve iki kanadıyla uçan hiçbir ‘uçucu’ yoktur ki, sizin gibi (kendilerine has kanunları ve hayat tarzları bulunan) bir topluluk (bir ümmet) olmasınlar. Biz Kitapta (Kur’an’da ve Levh-i Mahfuz’da anılması gereken) hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Sonra onlar (hesap vermek üzere) Rablerine toplanacaklardır.

  • 6:142

    وَمِنَ الْاَنْعَامِ حَمُولَةً وَفَرْشًاۜ كُلُوا مِمَّا رَزَقَكُمُ اللّٰهُ وَلَا تَتَّبِعُوا خُطُوَاتِ الشَّيْطَانِۜ اِنَّهُ لَكُمْ عَدُوٌّ مُب۪ينٌۙ

    Hayvanlardan yük taşıyan ve (yünlerinden, tüylerinden) döşek (ve türlü giyecek) yapılanları da (yaratan O'dur). Allah'ın size rızık olarak verdiklerinden yiyip (yararlanın) ve şeytanın adımlarına uymayın (şaşkınlık ve şımarıklığa kaymayın). Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır. (Şeytani dürtüleri ve düzenleri terk edin.)

  • 16:5

    وَالْاَنْعَامَ خَلَقَهَاۚ لَكُمْ ف۪يهَا دِفْءٌ وَمَنَافِعُ وَمِنْهَا تَأْكُلُونَۖ

    Ve (deve, sığır, koyun ve keçi gibi) hayvanları da yarattı; sizin için onlarda ısınma (giyecek ve yakacak olarak kullanma ve daha başka) yararlar vardır ve onlardan (ürünlerinden) yemektesiniz.

  • 16:6

    وَلَكُمْ ف۪يهَا جَمَالٌ ح۪ينَ تُر۪يحُونَ وَح۪ينَ تَسْرَحُونَۖ

    Onları (hayvanları otlatmak için meralara) akşamları getirip, sabahları götürmeniz de, sizin için (ayrı) bir güzelliktir (ferahlık vesilesidir).

  • 16:7

    وَتَحْمِلُ اَثْقَالَكُمْ اِلٰى بَلَدٍ لَمْ تَكُونُوا بَالِغ۪يهِ اِلَّا بِشِقِّ الْاَنْفُسِۜ اِنَّ رَبَّكُمْ لَرَؤُ۫فٌ رَح۪يمٌۙ

    (Yolculukta) Kendisine ulaşmaya (çalıştığınız yerlere varmak konusunda, bedenlerinizin) nefislerinizin fazla meşakkat (büyük zorluklar) çekeceği şehirlere (giderken), onlar (binek hayvanları) sizin ağırlıklarınızı taşımaktadırlar. Şüphesiz sizin Rabbiniz şefkatli ve merhametlidir.

  • 16:8

    وَالْخَيْلَ وَالْبِغَالَ وَالْحَم۪يرَ لِتَرْكَبُوهَا وَز۪ينَةًۜ وَيَخْلُقُ مَا لَا تَعْلَمُونَ

    Onlara binmeniz (yüklerinizi taşıyabilmeniz) ve süs(lenip sevinmeniz) için atları, katırları ve merkepleri (yarattı). Ve daha sizlerin bilmediğiniz neleri yaratacaktır. (Bu ayet; arabaları, uçakları, uzay araçlarını vb. haber vermektedir.)

  • 16:66

    وَاِنَّ لَكُمْ فِي الْاَنْعَامِ لَعِبْرَةًۜ نُسْق۪يكُمْ مِمَّا ف۪ي بُطُونِه۪ مِنْ بَيْنِ فَرْثٍ وَدَمٍ لَبَنًا خَالِصًا سَٓائِغًا لِلشَّارِب۪ينَ

    (Kuşkusuz) Sizin için (evcil) hayvanlarda da elbette ibretler vardır ki, size onların karınlarındaki fers (yarı sindirilmiş gıdalar) ile kan arasından, içenlerin boğazından kolaylıkla kayan dupduru ve halis bir süt içirmekteyiz.

  • 16:69

    ثُمَّ كُل۪ي مِنْ كُلِّ الثَّمَرَاتِ فَاسْلُك۪ي سُبُلَ رَبِّكِ ذُلُلًاۜ يَخْرُجُ مِنْ بُطُونِهَا شَرَابٌ مُخْتَلِفٌ اَلْوَانُهُ ف۪يهِ شِفَٓاءٌ لِلنَّاسِۜ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَةً لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ

    Sonra (arılara; bu) meyvelerin (ve çiçeklerin) hepsinden ye, böylece Rabbinin sana (ilham edip) kolaylaştırdığı yayılım yollarında yürüyüp-uçuver (dedi. İşte bunun sonucu) Onların karınlarından türlü renklerde (tatlı) şerbetler çıkmaktadır ki, onda insanlar için bir şifa (ve üstün bir gıda) bulunmaktadır. Şüphesiz düşünen bir topluluk için gerçekten bunda ibretli bir ayet (ve hikmet sezilip görülecek)tir. (Ki Allah yiyeceklerin en güzeli balı bir sineğe, giyeceklerin en güzeli ipeği bir böceğe, içeceklerin en güzeli sütü ise bir ineğe yaptırıvermektedir.)

  • 16:79

    اَلَمْ يَرَوْا اِلَى الطَّيْرِ مُسَخَّرَاتٍ ف۪ي جَوِّ السَّمَٓاءِۜ مَا يُمْسِكُهُنَّ اِلَّا اللّٰهُۜ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ

    (Gökyüzünde İlahi irade ve hikmetle insanlığın hizmetine musahhar kılınmış kuşları ve uçakları, bizzat havada tutan ve uçuran Allah olduğunu Kur’an şöyle haber vermektedir:) Göğün boşluğunda boyun eğdirilmiş (musahhar kılınmış) tayrları (kuşları ve uçak cinsinden tüm araçları) görmezler (ve ibretle-ilimle düşünmezler) mi? Ki onları (böyle boşlukta) Allah'tan başkası tutuyor değildir. Şüphesiz, iman eden bir topluluk için bunda ayetler (İlahi kudret ve hikmetler, tezahür ve tecelli etmiştir).

  • 16:80

    وَاللّٰهُ جَعَلَ لَكُمْ مِنْ بُيُوتِكُمْ سَكَنًا وَجَعَلَ لَكُمْ مِنْ جُلُودِ الْاَنْعَامِ بُيُوتًا تَسْتَخِفُّونَهَا يَوْمَ ظَعْنِكُمْ وَيَوْمَ اِقَامَتِكُمْۙ وَمِنْ اَصْوَافِهَا وَاَوْبَارِهَا وَاَشْعَارِهَٓا اَثَاثًا وَمَتَاعًا اِلٰى ح۪ينٍ

    Allah size evlerinizi; (içinde) "güvenlik ve huzur bulacağınız (sükûnet ve saadet) yerleri" kıldı ve size hayvan derilerinden; hem göç gününde (yolculuk halinde), hem yerleşme gününde kolaylıkla taşıyabileceğiniz (çadır) evler (yapmanızı sağladı); yünlerinden, yapağılarından ve kıllarından da bir zamana kadar giyimlikler-döşemelikler ve (alışveriş için) bir meta (ve ticaret malı) yaptı.

  • 22:28

    لِيَشْهَدُوا مَنَافِعَ لَهُمْ وَيَذْكُرُوا اسْمَ اللّٰهِ ف۪ٓي اَيَّامٍ مَعْلُومَاتٍ عَلٰى مَا رَزَقَهُمْ مِنْ بَه۪يمَةِ الْاَنْعَامِۚ فَكُلُوا مِنْهَا وَاَطْعِمُوا الْبَٓائِسَ الْفَق۪يرَۘ

    Kendileri için (bu seyahat ve ziyaretten dolayı maddi ve manevi) birtakım yararlara şahitlik etsinler ve kendilerine rızık olarak verdiği (dört ayaklı) hayvanlar üzerine, belli günlerde (kurban keserken) Allah'ın adını zikretsinler. (Besmele ve tekbir çeksinler.) Artık bunlardan yiyin ve zorluk çeken yoksulu da doyurun (ki sevinsinler).

  • 40:79

    اَللّٰهُ الَّذ۪ي جَعَلَ لَكُمُ الْاَنْعَامَ لِتَرْكَبُوا مِنْهَا وَمِنْهَا تَأْكُلُونَۘ

    Allah O'dur ki, kimine binmeniz, kiminden yemeniz için size (bir sürü yarar olmak üzere) davarları var etmiştir.

  • 40:80

    وَلَكُمْ ف۪يهَا مَنَافِعُ وَلِتَبْلُغُوا عَلَيْهَا حَاجَةً ف۪ي صُدُورِكُمْ وَعَلَيْهَا وَعَلَى الْفُلْكِ تُحْمَلُونَۜ

    Onlarda sizin için (daha nice) yararlar vardır. Onların üzerine (binip) gönüllerinizdeki (arzu ettiğiniz) bir hacete (ve hedeflerinize) ulaşırsınız; onların ve gemilerin üstünde (yüklerinizle) taşınırsınız.

  • 43:12

    وَالَّذ۪ي خَلَقَ الْاَزْوَاجَ كُلَّهَا وَجَعَلَ لَكُمْ مِنَ الْفُلْكِ وَالْاَنْعَامِ مَا تَرْكَبُونَۙ

    O (Allah) ki, (bitki ve hayvanlardan) bütün çiftleri yaratıp (onlara hayat veren) ve size bineceğiniz gemiler ve hayvanlar var edendir.

  • 43:13

    لِتَسْتَوُ۫ا عَلٰى ظُهُورِه۪ ثُمَّ تَذْكُرُوا نِعْمَةَ رَبِّكُمْ اِذَا اسْتَوَيْتُمْ عَلَيْهِ وَتَقُولُوا سُبْحَانَ الَّذ۪ي سَخَّرَ لَنَا هٰذَا وَمَا كُنَّا لَهُ مُقْرِن۪ينَۙ

    Ki onların sırtında istikrar bulasınız (binesiniz), sonra onlara bindiğiniz zaman Rabbinizin nimetini anıp (şükredesiniz de şöyle diyesiniz): “Bunu (bineklerimizi) bize baş eğdiren Allah'ı tesbih (ve O’na teşekkür) ederiz; yoksa biz bunu (binek hayvanlarını emrimize almayı ve binek araçlarını yapmayı) başaramazdık. (Bunlar Allah'ın Lütfu Keremidir.)