Haman(vezir)

  • 28:6

    Ve (yine istiyoruz ki) onları (sebat ve sadakat ehli kullarımızı) kuvvet ve hâkimiyet sahibi olarak yeryüzünde (ve iktidar mevkiinde) yerleştirip (onurlandıralım, böylece) Firavun’a, Haman’a ve bunların ordularına (zalim hükümet ve hükümdarlara, hain bürokratlara ve bunların keyfi ve şahsi menfaati için halka baskı ve barbarlık yapan kiralık asker ve polis şefleri takımına en çok) korkup kaçındıkları (iktidarlarını kaybetmenin acısını onlara) gösterip başlarına getirelim. (Ezdikleri ve hıyanet ettikleri mü’min mücahitlerin zafere erdiklerini, kendi devlet ve düzenlerini ele geçirdiklerini görüp kahrolsunlar ki, böylece intikamımızı alıverelim.)

  • 28:38

    Firavun ise: “Ey önde gelenler, sizin için benden başka ilah olduğunu (benim mülkümde, benim dışımda bir kanun koyucu bulunduğunu) bilmiyorum (ve kabul etmiyorum). Ey Haman, (özel fırınlarda) çamurun üstünde bir ateş yak da, bana (tuğladan) yüksekçe bir kule inşa et, belki Musa'nın İlahına çıkarım (da varsa O’na rastlarım, ama) gerçekten ben onu yalancılardan (biri) sanıyorum” diyerek (halkın kafasını karıştırmayı denemişti).

  • 29:39

    Karun'u, Firavun'u ve Haman'ı da (yıkıma uğrattık). Andolsun Musa onlara apaçık delillerle gelmişti, ancak onlar yeryüzünde büyüklenip (azgınlaşmıştı). Oysa onlar Bizi atlatamaz (takdirimizden kaçamaz)lardı (ve zaten azabımızdan kurtulamamışlardı).

  • 40:23

    Andolsun, Biz Musa'yı ayetlerimizle ve apaçık bir delille gönderdik; (Hakkı tebliğe görevli kıldık.)

  • 40:24

    (Biz Musa’yı; siyasi ve askeri iktidar sahibi) Firavun'a, (dini ve idari bürokrasiye hâkim) Haman'a, ve (haram servet ve haksız sermaye birikimcisi) Karun'a (yollamış ve davetimizi ulaştırmıştık). Ama onlar: “(Bu) Yalan söyleyen bir büyücüdür" deyip (karşı çıkmışlardı).

  • 40:36

    Firavun (alayla ve gururla) dedi ki: "Ey Haman, bana yüksek bir kule bina et; belki (Musa’nın haber aldığı) o yollara ulaşıp çıkarım."

  • 28:6

    وَنُمَكِّنَ لَهُمْ فِي الْاَرْضِ وَنُرِيَ فِرْعَوْنَ وَهَامَانَ وَجُنُودَهُمَا مِنْهُمْ مَا كَانُوا يَحْذَرُونَ

    Ve (yine istiyoruz ki) onları (sebat ve sadakat ehli kullarımızı) kuvvet ve hâkimiyet sahibi olarak yeryüzünde (ve iktidar mevkiinde) yerleştirip (onurlandıralım, böylece) Firavun’a, Haman’a ve bunların ordularına (zalim hükümet ve hükümdarlara, hain bürokratlara ve bunların keyfi ve şahsi menfaati için halka baskı ve barbarlık yapan kiralık asker ve polis şefleri takımına en çok) korkup kaçındıkları (iktidarlarını kaybetmenin acısını onlara) gösterip başlarına getirelim. (Ezdikleri ve hıyanet ettikleri mü’min mücahitlerin zafere erdiklerini, kendi devlet ve düzenlerini ele geçirdiklerini görüp kahrolsunlar ki, böylece intikamımızı alıverelim.)

  • 28:38

    وَقَالَ فِرْعَوْنُ يَٓا اَيُّهَا الْمَلَاُ مَا عَلِمْتُ لَكُمْ مِنْ اِلٰهٍ غَيْر۪يۚ فَاَوْقِدْ ل۪ي يَا هَامَانُ عَلَى الطّ۪ينِ فَاجْعَلْ ل۪ي صَرْحًا لَعَلّ۪ٓي اَطَّلِعُ اِلٰٓى اِلٰهِ مُوسٰىۙ وَاِنّ۪ي لَاَظُنُّهُ مِنَ الْكَاذِب۪ينَ

    Firavun ise: “Ey önde gelenler, sizin için benden başka ilah olduğunu (benim mülkümde, benim dışımda bir kanun koyucu bulunduğunu) bilmiyorum (ve kabul etmiyorum). Ey Haman, (özel fırınlarda) çamurun üstünde bir ateş yak da, bana (tuğladan) yüksekçe bir kule inşa et, belki Musa'nın İlahına çıkarım (da varsa O’na rastlarım, ama) gerçekten ben onu yalancılardan (biri) sanıyorum” diyerek (halkın kafasını karıştırmayı denemişti).

  • 29:39

    وَقَارُونَ وَفِرْعَوْنَ وَهَامَانَ وَلَقَدْ جَٓاءَهُمْ مُوسٰى بِالْبَيِّنَاتِ فَاسْتَكْبَرُوا فِي الْاَرْضِ وَمَا كَانُوا سَابِق۪ينَۚ

    Karun'u, Firavun'u ve Haman'ı da (yıkıma uğrattık). Andolsun Musa onlara apaçık delillerle gelmişti, ancak onlar yeryüzünde büyüklenip (azgınlaşmıştı). Oysa onlar Bizi atlatamaz (takdirimizden kaçamaz)lardı (ve zaten azabımızdan kurtulamamışlardı).

  • 40:23

    وَلَقَدْ اَرْسَلْنَا مُوسٰى بِاٰيَاتِنَا وَسُلْطَانٍ مُب۪ينٍۙ

    Andolsun, Biz Musa'yı ayetlerimizle ve apaçık bir delille gönderdik; (Hakkı tebliğe görevli kıldık.)

  • 40:24

    اِلٰى فِرْعَوْنَ وَهَامَانَ وَقَارُونَ فَقَالُوا سَاحِرٌ كَذَّابٌ

    (Biz Musa’yı; siyasi ve askeri iktidar sahibi) Firavun'a, (dini ve idari bürokrasiye hâkim) Haman'a, ve (haram servet ve haksız sermaye birikimcisi) Karun'a (yollamış ve davetimizi ulaştırmıştık). Ama onlar: “(Bu) Yalan söyleyen bir büyücüdür" deyip (karşı çıkmışlardı).

  • 40:36

    وَقَالَ فِرْعَوْنُ يَا هَامَانُ ابْنِ ل۪ي صَرْحًا لَعَلّ۪ٓي اَبْلُغُ الْاَسْبَابَۙ

    Firavun (alayla ve gururla) dedi ki: "Ey Haman, bana yüksek bir kule bina et; belki (Musa’nın haber aldığı) o yollara ulaşıp çıkarım."